– AHMET KARPINAR
*
kar…
esrarını gizleyen bir yalnızlık çeşnisi
kendi varlığımdaki ekinin rengini
hangi kılıkta gelirse gelsin
zamana gömülen üslupsuz çehremden
kanatlandırır kuşları
mücevher parıltılı dağlara
kar…
budaklı bakışlar biriktiriyor uzaklara
papatya örneği beyaz kentlerden
sokuldum bir mısranın astarına
usulca
bugün karlar taradı saçlarını
siz bilmezsiniz
küçük bir el aynası mimarisine bezenmiş
en kurak mevsimlerimizden
yola çıkmıştık ellerimizi ovuşturarak
kendi ayazımızı da kucaklayarak
biraz daha yürüsek
bir hüznün gök gürültüsüne kapılmadan
geçerdik dikenli tellerden
el ele…