– AKİF NECİPSOY
*
Nadir Aşçı’nın 2020 Ocak ayında Çıra Yayınları’ndan çıkan Ölümle Paslanmış isimli kitabı, iki soğuk ve menfi kelimeden oluşan ismiyle daha kapağını açmadan insanı duraklatıp silkeleyen bir kitap algısı oluşturuyor. Lâkin sayfalarını çevirdikçe okuyucunun kafasındaki bu ön yargı tümüyle değişiyor, sıcacık dizelerle karşılaşılıyor.
Şiirlerde konu itibariyle somut anlatımdan ziyade insanın zihnini zorlayan ve modern çizgiler taşıyan soyut temaların işlendiği göze çarpıyor. Şairin bazen dış dünyaya dair izlenim ve gözlemlerini, bazen de kendi iç sesiyle yaptığı konuşmaları şiirselliğe dökerek ve düşündüren derin mısralarla anlattığı görülüyor.
Tamamına yakını 14 lü hece ile yazılmış, ancak durak kaygısı sıfırlanmış, uyak kaygısı ise azaltılmış, modern çizgiler taşıyan ve şiir ufkunu açan 61 sayfaya sığdırılmış 35 adet şiirden oluşuyor kitap. Biraz açmak gerekirse; hece ama modern çizgide bir hece.. 14 lü hece ama en çok kullanılan 7+7duraklı kalıbın çok az kullanıldığı, çoğu 6+8 ya da 8+6 olmakla birlikte durakları belirsiz hale getirilmiş hece.Fakat bahsedilen sıfırlanmış durak ve azaltılmış uyak kaygısı bilinçli olarak yapılmış. Yani şiirler okunurken, şairin isterse duraklı ve de sağlam uyaklı şiirler yazabileceği hissediliyor ve özellikle uyak konusunda bu hissi İzmir escort kuvvetlendiren birçok örnekle karşılaşılıyor.
Kitabın ilk sayfasında okuyucuyu karşılayan Tanrı Misafiri şiirinin;
“taşları yosun bağlayan o dipsiz kuyudan/ sesini çekiyor çocuk, büyüyen sesini/ günler konuyor, tüy gibi kalbimin üstüne/ her ip taşıyamıyor her tesbih tanesini” şeklindeki dizeleri; henüz en başta, ilerleyen sayfalarda klasik hecenin dışına çıkan, modern çizgiye daha yakın şiirlerin beklediği izlenimini veriyor.
Şiirlerin somut olmayan temaları akılda kalıcılığı zorlaştırsa ve benzer temaların kullanıldığı izlenimi verse de, yeterli dozda kullanılan modern imgeler ve insanı derin düşünmeye sevk eden dizeler okuyucuya şiir keyfi vermeye ve ufuk açmaya yeterli oluyor.
Kitaptan anlatılan vasıflarına örnek olacak nitelikte alıntılarla geri kalan hususiyetlerini keşfetmeyi okuyucuya bırakmak en doğrusu olsa gerek:
“bize, hurma ağacından miras kalan hüzün!
çöktüğün yere kuralım evimizi yine
herkes gitti, bir ben İzmit escort kaldım kuyunun başında
ne örtsem kapanmıyor yara, şehrin üstüne” (Kuyu, s. 11)
…
“evin hangi odasından taşar bilmiyorum
vaktinden evvel gelen, bir yanı sıcak veda
dinmiyor ağrısı, sahiden geçse de zaman
taştan yontulan eşya kadar eski bu yara” (Eski Yara, s.15
…
“iç çekmeler erken gelen kışlar kadar uzun
yerini bulsaydı herkes… gerisi tevatür
âh! avluya konan kuşlar gibi mütevekkil
sanki, varıp da kapıdan dönmüş bir misafir” (Sudan Sebepler, s.26)
…
“yerle gök arasında bekliyor her şey
kitaba almadığı şiir gibi şairin
âh! tacir teveccüh edecek kimse kalmadı
ip ne kadar uzunsa, kuyu o kadar derin” (Nefesli Çalgılar, s.25)
…
“yokluk var elde avuçta, kalanı tevatür
İnsan dediğin, mahşerî bir yalnızlık zaten” (Göç, s.55)
…
“masum değilim olup da bitmeyen ne varsa
İnsan dönmeyince, insana dönmüyor kıble” (Gerekçeli Karar, 58)
Son söz yerine;Ölümle Paslanmış, okuyucuyu gerek dış dünyadaki gözlemlerin Kadıköy escort gerekse içsel konuşmaların gizemli dizelere döküldüğü, dilde ve gönülde latif izler bırakması beklenen bir kitap olarak karşımızda durmakta.