Dr.Mehmet GÜNEŞ
*
Gurbet var alınyazımda,
Sıla tütüyor gözümde,
Hasret yüklü her sözümde;
Yarpız kokar buram buram,
Deşildikçe azar yaram.
Bir türkü gelir dilime,
Hicran olur her kelime,
Vuslat çıkar mı yoluma?
Bir gün buluşuruk zahar,
Tama sılayı rahîm var.
Oğuzların bir koluyum,
Yedi Uyurlar iliyim,
Özbeöz Türkmen diliyim,
Arı sili gökçek şîvem,
Dile gelsin gerçek şîvem.
Atlas’ı var, Ekiz’i var,
Dağda kenger sakızı var,
Eshabü’l Kehf’in izi var,
İsimlerden sezmedin mi?
Koyundaş’ı Görükle escort bayan gezmedin mi?
Ulu Cami, Çadırvan,
Daaştirdi sizi zaman,
Her şeyi çaldı mihrican,
Memleketin benzi soldu,
Dââtle bak nasıl oldu.
Gındıralık’tan geçerdik,
Ordan gındıra seçerdik,
Baydılı’dan su içerdik,
Eski gane buz mu taşır?
İçenin dişi gamaşır.
Gala’dan top atılırdı,
Yazın damda yatılırdı
Pekmeze kar, katılırdı;
Nerdesin garlı garsambaç,
Seni damâsıdım, omaç.
Pancaraşı, cıyıklama
Gel çamanı sayıklama
Etli gıyma vardır amma
İçli köfte bir bambaşka,
Eski tehler olsa keşke…
Kısmık olma getir desek,
Küncülü ekmek istesek,
Kızartıp irişgit yesek;
Sona da pisgevit gelse,
Arasında lokum olsa…
Tahalaklar söbe olsun,
Kışın yağlı kömbe olsun,
Bastık olsun, semse olsun;
Hâtize de ister canım,
Humsuluk etme gurbanım.
Döller çimip üşüyor mu?
Cıncıklı aş pişiyor mu?
Eski âdet yaşıyor mu?
Ohuntu veren var mı ki?
Dürü salan çıkar mı ki?
Artık satılır mı payam?
Hani nerde datlı mayam?
Yine efkârlandı dünyam;
Ayrılık göcek tutuyor,
Sıla beni unutuyor.
Ekmek evirenler nerde?
Kirmen çevirenler nerde?
Hasbir gavuranlar nerde?
Duygularım duman duman,
Gurbet; cip mızmırık zaman.
Daârmenbaşı’nda bulgur
Kaynatılır, buğday yunur.
Dedebaba bir kutsal nur;
Çalgınlara şifa yağar,
Güneş Boşnaklar’a doğar.
Purluk’tan pur çıkıyor mu?
Arıstaklar akıyor mu?
Komşular loğ çekiyor mu?
Hazındamı var ellaham?
Sızgıt acık zor ellaham?
Atlas Suyu’nun yanına,
Varsam Suyun Gıraı’na,
Ayran Dede’den Hurman’a;
Portmak alabalık tutar,
Tâdeşleri ilik atar.
Bekcaâz’e doğru çıksam,
Deplengisiz çiğdem söksem,
Ateş gaysam, çipri yaksam,
Gızınsam el üfeleyip,
Eski günleri özleyip.
Firik üttüm Mârözü’nde,
Ava gittim her yazında,
Kar kürüdüm ayazında,
Süyükleri buz tutarken,
Teberikler söz tutarken.
Sâmende bayanlar baylar,
Vıngır vıngır adam gaynar,
Dıvrak gençler gaba oynar,
Velîme verenler bitmiş,
Çarhıt ciple gelin gitmiş.
Şaârtlik yaptığım yerde,
Daraba yok, galle nerde…
Hulkum daralıyor burada;
Yelli gittim, telefsidim,
Hışım çıktı tez eskidim.
Gızlar Pınarı yitti mi?
Göz; göre göre gitti mi?
Mınavaralar bitti mi?
Sülenkede mucuk yok mu?
Gosguç bilen çocuk yok mu?
Zırnamak yok her oyunda,
Çemkirecek ne var bunda,
Sokranma işin sonunda;
Dölek duran lafı gevmez;
Hınazayı kimse sevmez.
Neeşgördün doğru söyle
Yamyaş oldun nasıl böyle
De sen deli soyha neyle
Cımcılık olmuşsun heri,
Al peşkırı sil her yeri!..
İşmar etme ona buna,
Yumuş buyurma her yana,
Dıdısının dıdısına…
Tenteneyi ördür hele,
Cibelip de durma kele.
Celfinleri dert mi sarmış?
Ferikleri yere sermiş,
Pinniğe gıran mı girmiş?
Oşartmadan ânat bana,
Kişeleyip de saysana…
Guzbahçe’den ceviz yolsam,
Depecik’te soluk alsam,
Gô mal için fetvâ bulsam;
Humsuzlara doğar fırsat,
Fidanlık’a ol mıhıyat.
Mıtırıptan fayda gelmez,
Müzevirden adam olmaz,
Geslerle yola çıkılmaz
Macca eder gaslek seni;
Gelir beleni beleni.
Marabalar hayma yaptı,
Hıllıngacın ipi koptu,
Essah, portma nasıl kepti,
Çalgap gördüm olanları,
Himsiz mi havlu duvarı?
Yâdellerde çarnaçarım;
Bitmez tükenmez efkârım,
Eşgeredir âhû zarım,
Kerçetmeyin heri edem;
Oğrün oğrün söyleyemem.
Ula pörtlek yoldan çıkma,
Höslan mahanaya bakma;
Horantama kakıç kakma,
Sumsuk yersin şimdi benden,
Dinel şurda cibelmeden.
Evrâc ile eviririm,
Elöpene çeviririm,
Culuk gimi deviririm,
Atan şimdi dört dombalak,
Olun gırnapsız fırıştak.
Geglik eşkir, oma pırtar,
Yelpikli çor döşü yırtar,
Malamatlık her gün artar;
Ulmayan yer galdı mı ki?
Şor, tapına geldi mi ki?
Unutuldu eski cere,
Şimdi rağbet hep acere,
Ne akmın var, ne geçgere,
Tarla kepir, cılgı nerde?
Gımpeşten git yöreplerde.
Kuzlacı mal yakında mı?
Öteaçenin bükünde mi?
Kürük yosa ekin de mi?
Seyiple malı davarı,
Sür velhana sal yukarı!
Teşt, ilaan, satır, sitil,
Havlu hayat dolmuş zibil,
Atan var mı çula mitil?
Melefenin yırtık yeri,
Hele geçir ilmeçeri.
Eymenmenin ohdu bitti,
Bak şirpeden neler gitti,
Gullep, zerze ve dil yitti;
Habbap çoktan unutuldu,
Velesbitle yol tutuldu.
Evler geniş, süllüm dardı,
Cinnik, mâbeyn ve çağ vardı,
Ganime dert bizi sardı;
Langara çaldık boşuna,
Şıltakcıların işi ne…
Kafiyeydik redif olduk,
Çiltim idik hetif olduk,
Çölpeşik bir herif olduk;
Çiğnimize şelek bindi;
Sırtımızda el depindi.
Erir sabun, olur kirtik,
Yaptık her mesese kertik,
Var mı vızzık içen artık?
Cuvaralar tükenirken,
Pahıllar alelenirken.
Dur mahalsiz; godduşlanma,
Vetsizliği bir iş sanma,
Hökkem ol da hiç utanma,
Horu hopu nedir ömrün;
Vakit dolar biter bir gün.
İnaamsağmada ışık,
Yedi renkli bir sarmaşık,
Duygular karmakarışık;
Hüzünlendim bayak beri;
Hayal ettim eskileri…
Toplanır mı göbelekler?
Kim satar da kim eşgın yer?
Şimdi kimler filar giyer?
Aşlanık mı ediyon sen;
Ne köşger var, ne sahdiyen.
Cangamayla geçti yıllar,
Mâsimedim uçtu yıllar,
Elden pırtıp kaçtı yıllar,
Gurbet oldu bana sılam;
Çok söyleme gadan alam.
Müslüman Türk benim adım,
Kimliğimden arsınmadım;
Öykünmedim, horsunmadım.
Garamet çalmayın bize;
Biz bağlıyız töremize.
Zaman gençliğimi çaldı,
Çocukluğum nerde kaldı,
Eski günler bir masaldı,
Saçımda ak yoktu bıldır
Her sene ayrı fasıldır.
Unutmayın dostlar bizi,
Künde anmaktayım sizi,
Göresidim hepinizi,
Hasret sineleri dağlar;
Yâda düşer hatıralar.
Babam Afşin’de yatıyor,
Kalbi Mekke’de atıyor,
Medine’de saf tutuyor;
Hac yolunda şehit babam;
Hislerimi anlatamam…
Toprağında sakla beni,
Toprağına ekle beni,
Mahşere dek bekle beni;
Ata yurdum, memleketim,
Mezarda bitsin hasretim.