
Açıkkara 90
Açıkkara mizah dergisi 90. sayıya ulaştı. Tacettin Şimşek “Nigâr Hanım Vay” dizisine “NGR Dünya Markası!” isimli 21. bölümle devam ediyor. Dünya çapında bir moda ikonuna dönüşen Nigâr Hanım’ın şairliği modacılığının gölgesinde kalır. Öyle ki artık şiir yazarken bile aklında yeni kıyafet tasarımları canlanır. Bir de defile düzenleyen Nigar Hanım, gözünü New York’a diker. New York Moda Haftası’na katılacak ve orada bir güneş gibi parlayacaktır. Nigar Hanım bu, yapar mı yapar? NGR markası Paris, Milano, Berlin, Londra, Nev York ve Tokyo gibi modanın merkezi kabul edilen şehirlerde şubeler açar, devlet başkanları bile NGR tasarımlarını giymek için can atar.
Halit Yıldırım, Küfeci İrfani’nin ağzından ilginç bir evlilik hikâyesi anlatıyor: Dirgen Bahane Anşe Şahane. Babası İrfani’yi baş göz etmeye karar verir. İrfani için münasip görülen aday Hacı Ahmet’in kızı Anşe’dir. İrfani her şeyden habersiz babasının verdiği vazifeyi yerine getirmek için yola koyulur. Sonraki olaylar ömür boyu sürecek mutlu bir evliliğin temeli olur. Hikâyenin satır aralarında Anadolu insanının irfani bilgisi de dikkat çeker.
Mehmet Pektaş, dergide gündeme dair göndermeler içeren “Sahte Diploma” isimli öyküyle yer alıyor. Profesör Kemal, Toner Ahmet ve Trol Arda’dan oluşan sahte diploma çetesi piyasaya hızlı bir giriş yapar. “Diplomasız Kimse Kalmasın” sloganıyla hareket eden çete, tasdikname alana yanında takdir belgesini hediye olarak verir. Ortaokul diploması alana sürücü belgesi, açık lise diploması alana kapalı lise diploması, lisans diploması alana dil belgesi hediye eder. Arkadaşını getirene %25 indirim, kredi kartına 12 taksit de cabası.
Fatma Uçarlar “Radyo Sevdamız” isimli anısıyla okuru geçmişe götürüyor. Elektriğin yeni yeni geldiği, televizyonun esamisinin okunmadığı yıllar… Radyonun içerisinde insan bulunduğunu zanneden meraklı bir kız çocuğu ve gülümseten macerası Açıkkara sayfalarında.
Hacı Musa Tuncer, Unçuluk Anşa ile Bedirik Hörü’nün hikâyesini anlatmaya devam ediyor. Teber Tahir, Cuma’yı öldürme işini beceremeyen Ulak Mulla’yı davar damına kapatmaya kalkar. Sünepe Sülü, Mulla’yı davar damına götürürken Çerçi Variyenli Ali çıkagelir. Sünepe Sülü söylediği yalanla işin içinden çıktığını zannetse de Variyenli Ali de boş değildir.
Salman Kapanoğlu öğretmenlik hayatındaki anılarını anlatmaya devam ediyor. Bu sayının anılar: “Hak Arama Hakkı” ve “Kravat”. Kapanoğlu ince zekâsı ile âdeta öğrencilerin aklını başından alır. Dersi kaynatma derdinde olan öğrenciler ava giderken avlanırlar. Kim haklı kim haksız karar okuyucunun.
Âşık Şeref Taşlıova “Yalancı”, M. Nihat Malkoç “Cehalete Övgü”, Hızır İrfan Önder (Sükûtî) “Demiyorum”, Nurgül Kaynar Yüce “Unuttuk”, Halil Manuş “Ver Yutayım”, Hanifi Yılmaz “Nankör”, Haşim Kalender “Çobanın Günlüğü”, Murat Canbolat “Eşekliğe Bakmadan”, Bilal Saygılı “Biçerci”, Aslan Avşarbey “Şeytanı Çok da Büyütmeyin”, Memik Kömekçi “Nuh’un Gemisi”, Gazi Hüseyin Kılbaş “Kahpelik”, Bekir Oğuzbaşaran “Kapitalizme Reddiye” isimli şiirleriyle Açıkkara sayfalarından okura sesleniyor.
Derginin aylık olarak mail adresinize gelmesini istiyorsanız acikkaradergi@gmail.com adresine bir mail atmanız yeterli. Ayrıca derginin tüm sayıları www.acikkara.com sitesinde erişime açık.

