Sana şiir yazmıştım o gün güleçti yüzün Saçların dalgalıydı, tavrında binbir eda Şimdi nedir göğsüne sarmalanan bu hüzün Şu boğulmuş sesinde titreyen aksiseda *
Yazar: MEHMET OSMANOĞLU
KIYAMET
MEHMET OSMANOĞLU
ATLAS AĞIDI
Atlas tepesi de şiirsiz kalmasın… ATLAS AĞIDI – Bilinmez nice vakit gözlemekte şehrini Sislenmiş gözleriyle dalmış atlas tepesi Mazisini arayan içli yakarışıyla Dualarını arşa
KIŞ KERVANI
” bir kış kervanı geçer ömrümüzün üstünden ağlamayı unutmuş gökleri uyandırır yılların yüzümüzde kıvrılan yorgunluğu sus pus olmuş ölümün kokusunu andırır * eşyadan çekilir
GÜNEŞLİ GÖLGE
– MEHMET OSMANOĞLU -teyzem ayşe doğanay’a- * süzgündü bakışları, doğuştandı bildiğim gözlerinin içinde engin merhamet vardı etrafında bir huzur, nefesinde sükûnet umut bulmak
AL BENİZLİ DÜŞ
– Mehmet Osmanoğlu * serpil ki burçlarından bulutlarla teninde hırçın okyanusların bağrında patla birden bu sahipsiz ağıdın eskiyen mateminde bir zırh devşir kendine gök
HÜZÜN ŞAFAĞI
– MEHMET OSMANOĞLU * iç ısıtan bakışla yüzünde soluklanan bir huzur esintisi gezdirirdi yanında çehresinde el emin sıfatından çizgiler kara bulutlara yer yoktu asumanında
KUDÜS’ÜN GÖZLERİ
– MEHMET OSMANOĞLU * kor gibiydi gözleri kalbimle dokunduğum hangi sokağa girsem peşimdeydi karası tutunduğum bir aşktı sahrada sürgün veren ziyası karanlığı sıvazlayan güneşti
KALB-İ MEKSUR
MEHMET OSMANOĞLU * sabır isminden mülhem içlenmiş duaları yazgılanmış alnına tecellisi kaderin mim gibi kıvrılsa da sol yanına elemi mıhlanmış bakışları gökyüzünü süzmede –
BİR HİCRAN SERGÜZEŞTİ
MEHMET OSMANOĞLU * son nevbahar da geçti yine hüsrana düştüm dinmek nedir bilmedi içimdeki fırtına derdimi yine içli gecelerle bölüştüm yükledim efkârımı karanlığın sırtına