Yüreğim kavrulmakta çakılan her çakmakta Kuranı hedef alır asrın karanlık yüzü Uyanacak bu millet meşaleyi yakmakta Nuru tamamlanacak ışır Allah’ın sözü * Sırayla denediler
ŞİİR
KIŞ KERVANI
” bir kış kervanı geçer ömrümüzün üstünden ağlamayı unutmuş gökleri uyandırır yılların yüzümüzde kıvrılan yorgunluğu sus pus olmuş ölümün kokusunu andırır * eşyadan çekilir
BAHANE
(İki kitaba da girememiş şiircik) – Mevsim üstü ise asıl amacın Bahar çabuk geçer güzler bahane Yaprak döker belki hayat ağacın Yeşerirse bir gün
İÇİMDE BİR BABAM VAR BENİM
İnsan kaç çeşit hayat yaşar Kaç insan yavrusu büyütür içerisinde Her biri ayrı ben Ne zaman oldum desem hiçim ben Hiçten var etti Yaratan
GİDERKEN YÂRE
Yollar engebeli, yollar çetindir. Âşık yılma yollar, hürriyetindir. Sevdaya yürüyen daim metindir. Kaç gedik aşarsın, sinende yara. Ucu yanık mektup, yazmazsan yâre, * Aşığın
MURSİ’Yİ ÖLDÜRDÜLER
Bir güneş bekliyorduk dağların arkasından, Müslüman’ı ağlattı, haçlıyı güldürdüler. Ecelini sundular Sisi’nin pis tasından, Firavunlar Mısır’da Mursi’yi öldürdüler. – Musa’nın asasıyla denizler yarılmalı, Yusuf’un
KIYAMETTEN SONRASI VATANIMDIR
HEYBET AKDOĞAN * ezgisine tutkun olduğum bütün sesler yalan küller savruluyor yüzümde tenimde fırtınalar ölüm varlığa ve yokluğa ağlamak değilmiş aşktan bir sonsuzluğa şahadet
İNANMASAM
HEYBET AKDOĞAN – kendi hırsıyla ölüyor her şey dili yok nesnelerin insan ki amentü’nün sözcüsüdür bu özne ben değilim içimde yalnızlığın üşümeleri yalnız alnımla
Topraklama
Salih SEZEN – O ağacın gölgesine güveniyordum en çok ağaçtır yaşar her halükarda dedi diyeydi güvenim büyükbabama nasıl çıkabilir ağaç büyükbaba sözünden büyükbabanın sözüyle
İğne deliğinden geçen çığlık.
Rıdvan YILDIZ * Kokusuna sürgün olduğum bir çiçek Soluyor ayrılık bahçesinde İçim dışımdan yorgun Her gün giydiğim sabrı değişiyorum Günleri eledikçe Taşlar batıyor denize