Bugün de yaşıyorum. Saat şu an beş civarlarında. Benim gibi düşünmeyi ve yazmayı takıntı haline getirmeyen insanların uyuduğu saatler. Gece bitti bitecek… Deliksiz bir
DENEME
MÂNEVÎYAT İKLİMİ BAHAR
Kutsal bir müjde gibidir bahar mevsimi, kuşların cıvıltısı duyulur dört bir yandan ve ardından açan limon çiçeklerinin kokusu yayılıverir. Yeşillenir tüm ağaçlar evreni yaratan
DAR ZAMANLAR
gitmelerden arta kalan yorgunluk soğuk ve metalik seslerle dokunuyor yaralarıma soluk soluğa peşine düştüğüm hayal gibi yerini unutuyor sayfalarca tutuşan bakışlarım sayfalar kapanıyor ben
DAKTİLO
Kaç tuşuna dokunarak uzaklaştığım kente, aynı daktilonun dön tuşuna dokunarak yaklaşıyordum. Kalbimin emaye kaplı yüzeyine düşerek sesler çıkaran anıların peşine düşmüştü ayaklarım. Bozuk saat
TERSİNE DÖNEN ÇARK
Çarkların dişlileri arasında mekanikleşen insan hayatı, varlığın akışının zıddına hareket etmeye ve sonunda arızaya sebep olacak şekilde ilerlemeye devam ediyor. Belki de çarkların gövdesinde
ESRAR-I BÂ
ESRAR-I BÂ (ﺏ) Nokta deyince akıllara gelen ilk şey; cümlenin sonuna konan, cümleyi bir sonuca bağlayan yani bitiren bir işaret olmasıdır. Peki, her şey
DUMANLI DÜŞÜNCELER
Yürüyorum. Yalnız ve sessiz… Yüzüme vuran sigara dumanı hayatı sorgulamama neden oluyor. Neden varız, ne için çalışıyoruz? Yıllarca bir şeyler başarmak, insanların saygısını kazanmak
DUVAR
Ne hayalperestim ne de şizofreni. İnsanların sustuğu yerde başladım konuşmaya duvarlarla. Uzun kalacak kadar komşuyuz seninle. Senin payına taş beton varlığını sürdürmek, benimkine ise
BÜYÜK PENCERE
Halil Öğretmen yolunun üstünde zaman zaman uğradığı kahvehade bir çay içip kalkacaktı. Garson demli çayını koyup uzaklaşırken yan masada kulağına çalanlar dikkatini çekti. İlgiler
ZOR
Göçmen kuşlar tersine göçer mi? Zor! Irmaklar tersine akar mı? Zor! Güneş olmadan tohumun patlaması ve çimlenmesi mümkün mü? Zor! Bir cümlenin hangi ögesi