tam da göğsünden vuruldu masum bir arı kuşu çırpınıyor çimenlerin üstünde ben bilirim üstü açık yaranın içten içe kesintisiz nasıl kanadığını günahsızların gözü önünden
Yazar: İLKER GÜLBAHAR
BAHANE
(İki kitaba da girememiş şiircik) – Mevsim üstü ise asıl amacın Bahar çabuk geçer güzler bahane Yaprak döker belki hayat ağacın Yeşerirse bir gün
Rüya ile amel olur mu?
İLKER GÜLBAHAR * Rüya ile amel olur mu? Bu konuda çeşitli görüşler var. Kimi olur diyor kimi olmaz. Kendimi yıllar önce bir tutkuya kaptırdım.
AKŞAMÜSTÜ ISLIĞI
– İLKER GÜLBAHAR * yutkununca gerindi gökyüzüne acı bir sirenin parmakları bilemedim kuşlar mı dokundu nefesine yoksa sesler miydi cebimde ağırlaşan ıslık sarındım boşluğa
ŞADIRVAN HİKÂYESİNİN BAŞKİŞİLERİ
– İLKER GÜLBAHAR * Hayır, onunki ihmal değildi. Öyküyü yazmak için en uygun zamanı bekliyordu. Çünkü prematüre bir öyküyü kuvöze alıp yaşatmaya çalışmak gereğinden
İYİ BİR ŞEY
– İLKER GÜLBAHAR * Bir ses. Çikolata jelatininin avuçta buruşturulurken çıkardığı gibi bir ses. Tezgâhtarın yeni bir gömleği raflara yerleştirirken poşetinden gelen hışıltı gibi
VARDİYA
– İLKER GÜLBAHAR * doldurdum neyim var neyim yoksa anı havuzu ceplerimden herkese ağzı kulaklarında kendine küskün bir çocuk ödünç alınan bir kitabın Beylikdüzü
ZEYTİN VE İNCİR
– İLKER GÜLBAHAR * sen de silkele gürbüz ağacı çocuk belki avucuna dua dökülür dudağının kenarında kurumuş çikolata izlerine aldırmadan her dilde sustuğun gibi
ŞEHRİN PARKLARI
– İLKER GÜLBAHAR * seslenir birbirine geçmeli parke taşlar arasına sıkışmış çelimsiz imgeler ve ince işçilikli kuş havuzundan yabanıl gözlerin sarkması olasıdır ya da
D/ADALI ŞİİR
– İLKER GÜLBAHAR * dadacılar adalara dadanalı kendinden kurmalı topacım üşengeç istakozlar pişiriyorum sapan sandıktadır oysa gökçadırda yağmur arıyor nergis hu çekmekte maceraperest puhu