Açıkkara 91
Açıkkara mizah dergisi 91. sayıyla okurları selamlıyor. Tacettin Şimşek “Nigâr Hanım Vay” dizisine “Nobel Ödüllü Şair!” isimli 22. bölümle devam ediyor.
Nigâr Hanım’ın şöhreti tüm dünyaya yayılmış, kitapları 120 dile çevrilmiştir. Kitap fuarları onu onur konuğu olarak ağırlamak için sıradadır. Bu büyük şöhret Nobel Ödülü ile taçlanmalıdır. Yazarın deyimi ile bu ödül, ona “anasının ak sütü gibi” helaldir. Ödül komitesinin Nigâr Hanım’ı oy birliği ile ödüle layık görmesi için yirmi dakikalık toplantı yeterlidir. Ödülün açıklandığı gün memleket bayram yerine döner. Türk şiirinin kraliçesi artık Nobel Ödülü sahibidir.
Halit Yıldırım, Küfeci İrfani’nin ağzından Afşinli Osman Ağa’nın hikâyesini anlatıyor. Osman Ağa’nın biri resmi nikâhlı diğeri imam nikâhlı iki eşi vardır. Resmi nikâhlı eşi ile evleri, yolları ayırır, yaşamını ikinci eş ile sürdürmektedir. Birlikte yaşadığı eşi vefat edince Osman Ağa yeni bir evlilik yapmak üzere ayağının üzerine dikilir. Başta oğlu Tayyip olmak üzere konu komşu araya girer ve resmi nikâhlı ilk eşi ile Osman Ağa’nın arasını yapmaya kalkarlar. Osman Ağa, ayrı ilk eşi Hatice ayrı inat olunca bu girişim başarısız olur. Osman Ağa yeniden evlenmeyi kafasına koymuştur bir defa. Hemen yeni bir aday bulunup yollara düşülür. Fakat bulunan aday kolay lokma değildir. Osman Ağa’nın çeşitli sınavlardan geçmesi gerekir.
Mehmet Pektaş, dergide “Sosyal Medya Mesaisi” isimli bir öyküyle yer alıyor. Resmi İşler Müdürü Bilal Bey, personelin mesai saatleri içerisinde sosyal medyada vakit geçirmesinden şikâyetçidir. Sosyal medyada geçirilen vakti, maaşlardan kesmeye kalkınca işler karışır. Günün sonunda en zararlı kendisi çıkar.
Fatma Uçarlar bu sayıda “Hangisi Hırsızlık?” isimli yazısıyla yer alıyor. Yazının satır aralarında çocuklarına hem anne hem baba olmaya çalışan bir kadının mücadelesi dile getirilirken hayattaki yanlış anlamalara vurgu yapılıyor.
Hacı Musa Tuncer, Unçuluk Anşa ile Bedirik Hörü’nün hikâyesini anlatmaya devam ediyor. Teber Tahir’in evine gelen Çerçi Variyenli Ali ortada bir şeylerin döndüğünü fark eder. Teber Tahir, gelini Elif hakkında ileri geri konuşunca Elif’le uzaktan akraba olan Variyenli Ali, araya girer. Teber Tahir’i sertçe uyarır. Teber Tahir, alttan almaya çalışsa da başarılı olamaz. Variyenli Ali, öfkeli şekilde oradan ayrılır.
Salman Kapanoğlu bu sayıda “Yağ Yakma-Nüfus Sayımı-Hangi Durak?” isimli anılarıyla yer alıyor. Hazırcevaplık ve ince bir zekânın ürünü olan anılar keyifle okunacak türden.
Âşık Hasretî “Demedim”, M. Nihat Malkoç “Kara Ölüm yahut Alçaksınız!”, Hızır İrfan Önder (Sükûtî) “Hayat Gülistan Değil”, Nurgül Kaynar Yüce “Ökkeş Dayı”, Kadir Köse “İnsanı Anlamak Zor İmiş Meğer”, Yemliha Gürlek “Çevirir”, Hanifi Yılmaz “Susma De Hele”, Hakan İlhan “Çürümüşlüğün Puslu Aynası”, Aslan Avşarbey “Arabadan Ses Geliyor”, Murat Kahraman “Perişan Yurdum”, Gazi Hüseyin Kılbaş “Büyük Adamları Tanımıyoruz”, Gazi Hüseyin Kılbaş “Kahpelik”, Tacettin Çetin “Ne Bilsin” isimli şiirleriyle Açıkkara sayfalarından okura sesleniyor.
Derginin aylık olarak mail adresinize gelmesini istiyorsanız acikkaradergi@gmail.com adresine bir mail atmanız yeterli. Ayrıca derginin tüm sayıları www.acikkara.com sitesinde erişime açık.


