– AHMET YILDIRIMTEPE
*
Filizlenen çiğdemin buzu delen nefesi
Boncuk boncuk terleyen güneşin yelpazesi
Çatlak alınlı elin kadife elbisesi
Şu kısacık ömürde asırlık andır annem
*
Küçük bir fidan için kendini yakan orman
Sinesinde tütüyor özlemler duman duman
Onunla yaratıldı zaman içinde zaman
Mağfirete uzanan mübarek gündür annem
*
Gülüşünü her daim maske yaptım yüzüme
Şefkatin ab-ı hayat, bahar geldi güzüme
Gül yüzün sürme olup çekilirken gözüme
Karanlıkları yırtan, kıpkızıl tândır annem
*
Evlat için can verir, düşünmeden ardını
Gökler yere inerdi yükleseydik derdini
Dilinde tespih adım, ben çalmışım virdini
Cennetin beklediği ulu sultandır annem
*
Değerini en iyi onu kaybeden bilir
Muska yapar kokunu her an boynunda bilir
Yokluğun soğuk yüzü sivrildikçe sivrilir
Saplanarak yürekten damlayan kandır annem
*
Çatlamış topukların vadisidir dalların
Dudaklarında dua, şifalısı balların
Al yazman goncasıdır, o nadide güllerin
Girince çıkılmayan koca bir handır annem
*
Gecenin bebekleri dağılırken semaya
Kundaklar yıldızları, emanet eder aya
Virane gönülleri dönüştürür saraya
Kimi vuslat görünen gizli hicrandır annem
*
Ulağın getirdiği müjdeli muştu bazen
Göklerde tavaf eden kınalı kuştu bazen
Gidip de dönülmeyen ölünen Huştu bazen
Yavrunun nazarında ölümsüz candır annem
*
Semâ eder dönerek kıblende kelebekler
Yürek ritmini bulur; kah atar, gahi tekler
Şol Reyyan kapısında yolun bekler melekler
Kıymetli sandıklarda inci, mercandır annem
*
Yanağımın çölüne seninle indi rahmet
Sen Amine’sin ama ben olamam ki Ahmet
Sana da gülümsesin, o nur yüzlü Muhammet
Göğsümde taşıdığım şereftir, şandır annem.