kırlangıçları sıyırdım çığlıklarından kapkara bir leke açıyor avuç içlerim teybe aynı ağrıları koymuşum günlerdir kimseler için bir şey ifade etmeyene bastırıyorum ekmeğimi uyuşmuşum özü
MANŞET
SÜLEYMAN ZAMBAKLARI (İRİS HAYNEİ)
ey filistin, ey ümmetin kanadı kırık kırlangıcı, ey islam’ın kimsesiz yetimi! imalar çağında iman yiğidi bizde ebabillerin yüreğinden yok ağzımız dolu taş putlardan
SİLGİ
Elimde devasa boyutta bir silgi. Bir bir silmeye başladım evvelimi. Sildim ki evvelimin bir benzeri olmasın ahirim. Bir başka dünyaya açacağım yarın sabah gözlerimi.
SABAH
bu pis rüzgâr bana iyi gelmiyor, ağlıyorum çok yaşamalıyım, çok ölmeliyim bu salı sabahı cebimde çok ciddi karanlıklarla yürüyorum sırtımda henüz ölmüş bütün çocukların
SEFER
tebligat yapıldı, imza atıldı. tezkere zamanı tüfek çatıldı. – gemiler kalkıyor, sefer var sefer! kalana aldanma, giden bahtiyar. menzile varınca görülecek Yâr. mekanı yemyeşil,
AY IŞIĞINDA CENNETİM NEREDE
bir saplantı var yüreğimde belli belirsiz şiir kadınım dedim sabah şeriflerim oldun ilk seninle açtım sayfamı seni açtım dizelerin gizeminde kaybolurken aşk gözlerimden geçtin
SOLAR GİDER
yurdun bir köşesindeki kanayan acının izleri onlar unuttu sazın telini dinlemediler telin nağmelerini zamanından önce başak vermiş gibi bakıyordu güneşin gözlerine birazdan çıkacaktı kurulan
İÇİMİZDEKİ SESSİZLİK
Günler birbirine karışıyor, saatler telaşla akıp giderken biz farkında olmadan yalnızlaşıyoruz. Kalabalıklar içinde yalnız kalmak, sessizliğe teslim olmak… İnsan, kendisiyle yüzleşmeye ne kadar cesaret
HİKÂYET
pay et seninle aramızdaki dünyayı sana göğün ve denizin maviliği suyun berraklığı, ağaçların yeşili bana bir bardak su ve devamı bitmeyen yemek çeşitleri tatlılar,
ÇOĞALIRIM AYNALARDA
her aynaya baktığımda başka bir ben belirir gölgeler geçer içimden bugün mesela Züleyha kadar kırgın bir ben vardı suyun dibine düşen bakışlarıyla kendi suretime










