sararmış eylülden geçtim kurumuş çimenlikten
kuş sesleri eylül sarısıydı
gri bir bulut gibi yanında koşmak istedim
üzerimdeki gömlek yazdan kalma renkteydi
güne bulaşmış ayva sarısı mevsimleri
gönlümüze esen çocuk gülüşlerini sevdim
her gün çıktığım yokuşu eylülde inerken
son yağmuru ırmağın sesiyle solarken gördüm
şimdi düş kurduğumuz yerdeyim
Irmak büyüyordu usul usul
ve ağzımda dünyanın yarım hevesi
eylül sarısı sarhoşluğunda
ömür saatini solarken gördüm
eksiltir yaşamak tutunduğun ne varsa
bir yara açılır üzerinde yeryüzü ölürken
öyle bir kelime söyle ki
eylül sararsın önünden dünya geçerken.
*
MEHMET MORTAŞ