güzelleşmek içindi saatlerce
güneşte yanması süsenlerin
bir patika yola herkesten önce koyulmuş
mart çiçeğinin kıskanması gelinciği
zamansız pınarların suyunda seyretmek ışığı
güzel demek için yaşamak
güzel olsun diye yaşam
güzelliğe tutunmak
seyretmek kendini mağara ağızlarında
bir mağara ağzında
kendine konduramadığı mucizeleri ummak mağaradan
çırptıkça uzayan harf kanatlı kuşlarla
uçuşan baba selamı,
bir komando
emziği düşen ağzından
bir çocuk
karşıki dumanla
söylemesi sürdüğünü yaşamın
son sözü
güzellik ölmedi demek daha
namluların altında süren yaşamı yavşanın ebegümecinin yaban gülünün
boynu devrilmiş bir puhu görerek
gözlerinden bilir kelebeklenen sancıyı
bakamaz bir daha ağaca kuşa dağa
güzel göremez gözleri bir daha
asmaya gülümseyemez eskisi gibi
kükürdü sesinden tanıyan ellerinden
akmasın dünyanın diye kiri
eşelemez toprağı
siperi artık bir ardıcın gölgesi
dünya kararır dağlar karanlık
oteller akdeniz’in sesini duyamaz
güzellik tıpkı anasının sesi
kararan gözlerinin
sürmesi çalındığında
müfreze yürürken uzağa
neydi güzellik
olacak son sözleri
ıslığın
*
SALİH SEZEN