
Hüseyin Akın’a,
şehre besmeleyle girdi şair, çünkü şehir
yeniden başlayanların mekanı oluyor
farlar altında, ne lala gerekli bize ne bimbilto
sürüsü olmayan bir çobanının hüznünü taşırım
perakende ilişkiler içinde semirilen bedenlerde
taşırırım dimağlarda, çağın miliyle sıvanan nisyanı
aşkı sınırlarla öldürdüler sözlerin yatağında
hainin var, olimpos dağından koşan merkür’ü
kıymık batmış ayağına devlet-i aliyye’nin
beyt hanun kıyılarına vurmuş çocukları
çığlığından, gözyaşlarından, yalınayak düşlerden
uyanır yeryüzüne şair, uyanır kefiyesiyle ebu ubeyde
çöl içinde bir şehir, çölü içinde taşıyan şairle
çölde kırk yıl dolaşmış bir kavmin intikamı karşı karşıya
çocuklar, mabedler, yeryüzü ve Allah’a düşman
gözlerini kaybetse de gülüşünü kaybetmeyen çocuklar aşkına
savaşırız düşmana karşı, kırk sekiz yılından beri
silahla, şiirle ve özgür ruhlu insanların direnişiyle.
*
MEHMET ALİ TEK
