–
hû devirlerin sesi dervişlerin nefesi
şimdi gönüller âmâ âşiyan ten kafesi
gamı tartamaz kantar kırık iki kefesi
hüküm veren gizli el garîbe âşinâdır
*
tâ uzaktan duyulur keder yüklü sîneler
hüzün tüter bacalar sâhipsizdir hâneler
mâmur diye bilinir lâkin bu vîrâneler
temelinden çürümüş îmârı boşunadır
*
ninniler eşliğinde sallanır nazlı beşik
taşı toprağı kadim önü mühürlü eşik
el emeği göz nûru sabır ile birleşik
yalnızlık illetinin her garezi banadır
*
çöktüm duvar dibine talep ettim himâye
ölüp ölüp dirildim sıfırlandı sermâye
değişmiyor mâcerâ her dem aynı hikâye
benim her muhabbetim mezarla taşınadır
*
fıtratın gerçeğinde mülâyimdir mîzacım
gönül memleketinde gönül dengi amacım
himmet eyleyin pirler nasîhate muhtâcım
her beşerin şarkısı kemânî kaşınadır
*
eskimeyen eskiler selâm eder mâzîden
ilhâma yelken açar gönül dili âniden
efkârınca süzüldüm şu âlemi fânîden
ruh tenden ayrılırken insan tek başınadır
–
FAİK KUMRU