kalbim yandı
tuzla oruç tuttum
mihrabında okurken müezzin
selanı
ben akıtamadım gözümün yaşını
sarınca yıldızları bulutlar
salkım saçak yağmura döndüm
ama yağmur olup akamadım
sensizliği tecrübe ettikçe
büyüdüm
ah neresi ateş
neresi köz
artık neresi sönmek üzere
ölüm mü söndürür
ölümün düşürdüğü ateşi
ağladıkça tükenen gözyaşı mı
bir sen kaldın dudağımda
alnında duran iki damla soğuk yaşla
kırlangıçlar gibiyim
düşünmeden sadece gitmek isteyen
gidilecek yerin akıbetinden habersiz
dikmeliyim son sökükleri
senden gelen anıları
kanata kanata
gülün rengine boyana boyana
unuttum sesini
kokunu
seni
ama acın hatıramdan da öte
anımsadıklarımdan da
güneş sanki kör her yanım
yaklaştıkça haziran
titrer kemiğim
batar içime
çok aradım kendimi
senin olduğun rüyalarda
herkes ölür
her şey ölür
haktır ölüm de
her ölen bir midir
her ölenin arkasında kalan bir midir
ben gül solsa
günlerce ağlamadan ağlarım
taşa takılınca ayağım
sensizliğe ağlarım
kardeşim her delikanlı çağına gelmiş gençte
seni ararım
*
AYŞE ARSLAN