SANA BENZER

Seni ben en uzak diyarlardan sevdim

İlmek ilmek gönül bağını sol yanıma işledim

Mevsimler değişir yer ve gök devinir

Yalnız hasretim değişmez

Gurbet sürgünü gözlerinde

Dokunmak ne mümkün ki senin yasaklı çehrene

Sarsılır en kuytu yerinden mumyalanmış bedenim

Kesilmiş kaskatı güller dökülür ayaklarına

Gül, tutuşur dudaklarının kızıllığında

Sana benzer demiri eriten ateş

Dizleri üstüne düşen ay ve güneş

Dilenir aydınlığı kapında Zühre yıldızı

Gel artık, ışık saç esmer tenlerin karanlığına

Bitirme varlığını zamanın kollarında

Tükenmiş nefesim yokluğunla cebelleşir

Havasız kalmış kalp odalarım bin yıl nöbetleşir

Günahsız bir çocuk solur gidişlerinin sancılarını

Haykırır yanmış boğazlar biriken yaşanmışlıkları

Düşürme yollara adımlarını duymasın rüzgâr

Dökülen yapraklar bir gün döneceğini fısıldar.

*

YASİN GÖZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram