– İBRAHİM BİRGÜL
*
sen oradaydın
göğsümün içinden basamakları heyecanla aşındıran taze bir kan inerdi
ılık bir gülümsemeydi bu sonsuz mavilikbir derinlik
şehirli bakışların vardı senin ellerinde oyuncak gibi
ve kendisine bayramlık elbise alınmış çocuk şımarıklığı üzerindeki
kutsanmış günlerdi üzerine kar gibi yağan
gülmelerin vardı kalın gözlüğünün altında saklambaç oynayan
ve azizliği yağmurun omuzlarından inen
sen oradaydın
korkuyordun göz göze gelmekten belki, belki kalabalık cümle kurmaktan
kendini bakışlarının çeperindenkaçırıyordun tek kelimelik sözlerinden alıyordun
sonra kendinle ayrı yönde gidiyordun aynı yollardan geçerek
sen oradaydın
bütün dünya gitmiş şehir bize kalmıştı sanki
ben de oradaydım
hiçbir sözlükte anlam bulamamış kelimeler takınıyordum hiçbir dilde anlatılmamış
kör bir çivide asılı kalmıştım ve dalgındım en fazlada kendime
kalbimin içinden ihtiyar bir o kadar kahırlı trenler geçerdi sonra
her durduğunda sen inerdin her durduğunda sen binerdin istasyondan
sisli vaktinde sözlerin yankılanırdı bir yarısında gecenin
vesadece senin sesin titrek yürümeye yeni alışmış çocuk gibi şaşkın
yüzüme rüzgâr tokadı gibi çarpan sesin
üşüdüğümdeve tüylerim yabancılaşırken tenime sarıldığım sesin
kimsesiz yolculuları uğurlardım sonra kendi içime yolculuk yapardım
dalardım kalbimin ücra yerlerine kalbimin ışıksız kenar mahalle sokaklarına
üzerine alınan herkese el sallardım biraz da
ben oradaydım
pek de umurunda değildim herhalde dünyanın