
gazze’de bir çocuğum ben
daha yaşının yedisinde
ve adı sanı duyulmamış.
annelerininiz öpücükle uyandırır sizi
benimse yüzümde durur bomba izi
nasıl bir dünya düşlediğim
bana hiç sorulmamış.
gül sularıyla yunup
ninnilerle uyurken siz
kucağında annenizin
ve uyandığınızda kahvaltınız
bal, süt, pekmez, üzüm
benim ise delik deşik edilmiş
kurşunlarla gökyüzüm.
benim coğrafyamda
gündüzleri çığlık çığlığa
yalın ayaklarıyla anneler
dövünerek koşarlar sokağa
şeytanın barut kokar bilekleri
tankların kalın gövdesi altında
bir bir ezilir düş çiçekleri.
bana söyler misiniz?
hangi kirli emelin kurbanıyım ben,
hangi yüz yılın tuğrasıyla
mühürlenmiş kaderim?
mürekkebi kanımla ıslanan
hangi kalemle çizilmiş sınırlarım
neden tarumar oyun bahçem?
tarifsiz bir acıya boyanır içim
neden esirgenir benden
gençliğim, hayallerim, sevincim
söyleyin neden?
meğer öz vatanım karnınmış annem!
gördükçe gerçek yüzünü insanların
şöyle demek geliyor içimden:
alın, sizin olsun
kapkaranlık dünyanız!
ah keşke annem
hiç doğmasaydım ben!
ya da hep karnında kalsaydım
seninle mutlu ve yalnız!
*
FUAT OSKAY
