– FİLİZ KALKIŞIM ÇOLAK
*
puslu bir kasım sabahı
ayazı yılgın bir gün daha doğuyor sancıyla
çıplaklık utanmış caddelerin koynunda titriyor
kaldırım taşları efkârından ciğerinden sökülüyor
kudüs kan kusuyor siyonistlerin kadehine
mescidi aksa’nın hıçkırıkları dalgalanıyor evrenin
suskun boyutlarında
katledilen annesinin memesinde bir yavru
feryat feryat ya Rabb’i arşın kan sızan bağrından feryat
kızarıyor yırtılan soluğu
yarılıyor göklerin göğsünü emen yara
doluyor debisi şattülarab’ın ağırlaşıyor yükü körfez’in
el baran’ın saçlarından hayfa’nın gözlerinden
trablus’un çehresinden filistin’in semalarından
tarihe emperyalist kan emicilerin soykırımı yağıyor
kan sürüyor yatağını yerkürenin
sürükleniyor karadeniz’e ege’ye akdeniz’e
maviliklerin ağartısından ölüm sağılıyor biberonlara
kuzuların çığlıkları ışıyışların genzinde paramparça
nazlı hilal açıyor aguşunu gölgesine sığınan mültecilere
ağlıyor sessizliğinde ezanlar
boğuluyor segahlar hüzzamlar kayıp
ey sancağımın dibine düşen acı
yurtsuz sabahlarına kimsesizliğimin kefen biçen sızı
kanlı secdelerimin kundağında kıyama kalkan sabi
çaresizliğimin utancında ezildiğim, masumiyetim
affet ne olur affet
yüreğime gömülen mezarın hürmetine