“Unutma emi”
dedi verirken kitabı…
İçine saklayamadığı çiçeği eliyle tutarken utangaç edayla…
“Büyüyünce..Hani sen okuyup uzaklara gitcen yaa işte o zaman eline alıp bu kitabı hatırlarsın belki beni” … Dedi ve gözlerini ufka dikti delercesine öfkeyle, üzüntüyle…
Hiç gelmesindi o uzaklar.. Hiç bitmesindi bu zaman.. Ve hiç gitmesindi yüreğindeki…
“Ayıracak bizi biliyorum .. Zaman… Okul ve hayat…” dedi içinden…
Ayırılacak ve bir daha kavuşamayacaktı sevdiğine küçücük yüreği…
Ne çabuk geçmişti koca beş yıl… Daha okula geldiği ilk gün yanmış yakılıvermişti gönlü… Sıcak sımsıcacık sarıvermişti sevgisi, tüm benliğini ruhu olmuştu… Ve bunca zaman büyüttü içinde kimselere belli etmeden sevgisini.. Kendileri gibi aşkı da büyümüştü gizlice ve derinden….
İşte
Gelip çatmıştı ayrılık günü..
Görezmedi eskisi gibi artık. Hem yaşları büyüdüğü için hoş karşılanmaz, ailesi de kızabilirdi.. Hem de kahrolasıca ayrılık yapışmıştı yakasına bağrını delercesine…
Uzun uzun gözünü kısıp baktı gönül çiçeğine.. Solsun, kırılsın, laf söz gelsin istemezdi sevdiğine.. Hele kendi için onu üzsünler hiç mi hiç istemezdi.Nasıl gönlü el verirdi üzülmesine incinmesine onun en nadide gülü en çok sevdiğiydi annesinden sonra bu dünya da…
Neler neler geçirmişti kaç gündür kafasından.. En ince detaya varıncaya kadar hesab etmiş ama hiç bir hesabı tutmamıştı ayrılığın okkasıyla … Acımasız bu hayatın düzen dedikleri çetrefilli meta ile..
O zengin kızı ben fakir nalbantın oğlu.. O okuyup yüksek yerlere gelecek ben ilkokul mezunu bir çiftçi olacağım sonunda… Onun anne baba kardeşleri var benim garip bir anamdan başka kimsem yok… Ahhh bee…!!! Bu değirmen seni de beni de daha şimdiden öğütmeye başladı sonra verir mi sanki bu çulsuza diye ezim ezim ezilirken içi, dua isyan karışık bir duyguyla önce Mevla’sına sonra sevdiğine mahcup uzatıverdi eski kitabı içindeki çiçeğiyle birlikte eline…
“Al senin olsun oku emi” diyerek… Biliyordu… O okumayı sevmiyordu, okumazdı da ama kendini unutturmayacak bir hatıra vermek istedi gönlünce sevdiği iki gözünün nuruna ..Belli mi olur gün gelir belki bu kitap birleştirirdi ayrılan yolları bir gönül sevdasında….
Günlerce çok düşünmüş sonunda babasının annesine verdiği hediyesini vermek istemişti… Tıpkı babasının yaptığı gibi içine çiçek saklayarak…
Nasıl olsa annesi okumuyordu kırgındı babasına çokta kızıyordu da bırakıp gittiği için.. “Ama ben babam gibi olmayacağım kesinlikle bırakmam” diye de kalbindeki karanlığa yalnız yıkık dökük kalmışlığına damga vuruyordu tüm gücüyle… “Anamın yaşlarını tutamıyor silemiyorum ama ben tek damla akıttırmam sana ” diye de babasına kızgınlığını haykırıyordu nefret kusarcasına…
Bahçedeki en güzel çiçeği kopardı dalından uzun ve büyük olanından bütün çiçekleri vermek istercesine…
“Bak” dedi usatırken çiçeği… “Bak Yan yana iki iki hep gördün mü araya boşluk girse de biz de böyle olalım mı” dedi.. “Ne kadar uzak kalsakda görüşmesekte kalblerimiz yanyana dursun mu…?” Deyiverdi usulca eliyle yüzünü kapatırken..
Sevdiceği kalakalmıştı öyle durdu bir müddet ve tam birşeyler diyecekken agzını kapattı “SUSSS” dedi.. “Hiç birşey deme biliyorum diyeceklerini ben günlerdir kendime diyom zati… Bi de sen deyip de yakma ciğerimi, üzme canımı emi” dedi ağlamaklı bir sesle…
“SUSSS..!!! “
“Bu cevabı zaman versin bize olur mu. Ben biliyom ki dedem demişti Allah sevenleri ayırmaz diye..
İşte şimdi ben de seni Allah’a emanet ediyom ki bizi ayırmasın diye.. Sen de ayırma olur mu göynünü benim göynümden.. Hep seni düşüncem ben eskisi gibi sende beni düşün emi”…
Dedi ve koşar adım uzaklaştı oradan sicim gibi dökülürken yaşları dilinde duası..
___”Allah’ım sevenleri ayırma bizi de ayırma emi…! “
Diye koşar adımla zamana karıştı…
*
10.10
16.08.2022
*
Sevda Ceylan