
sözcükler bilirim unutulmaz
rüzgarın yaprağa fısıldadığı
yaprağın toprağa.
uzaktan görüp birbirini
ilk buluşan sevgilinin dediği gibi
“saçlarından tanıdım seni.”
sözcükler bilirim unutulmaz
namlunun kurşuna söylediği
kurşunun, taptaze tenlere.
kurşun yağmuru altında
sürünerek yanına gelen arkadaşına
ölümcül vurulmuşun son sözü
“biliyordum geleceğini.”
sözcükler bilirim unutulmaz
çaresiz kulun allah’a söylediği.
haksız bulunmuş haklı her davasında
çekmiş cezayı, mahpusu, zulmü
sonra da açarak ellerini havaya
“iyi ki yaratmışsın ölümü.”
sözcükler bilirim unutulmaz
aç çocuğun annesine söylediği.
yılgın gözlerinde yığınla sinek
açlıktan karnı yapışmış sırtına
ağzından dökülen fersiz kelimelerle
sorar çocuk annesine
“cennette hiç bitmezmiş ekmek
değil mi anne?”
sözcükler bilirim unutulmaz
bir kalbin söylediği diğerine.
yıllar yılı bekledikten sonra
kavuştuğu ruh ikizine
“sen hangi iyiliğimin ödülü isen
bilip devam etmek isterim ona, ne ise.”
sözcükler bilirim unutulmaz
atlastan bir halı gibi
serer hayatı, ayaklarının altına.
huzurunda tüm yakınlarının
-ve de yaradan’ın-
içer andını bir yudumda
“yoklukta ve varlıkta
hastalıkta ve sağlıkta.”
*
LÜTFİ BİLİR
