*FURKAN EREN
*
Yaşam serüvenimizde aynı anda birçok çağı yaşamaktayız. Kimileri bir kuğu gibi yükselirken kimileri düşüncelerinin içerisinde durmakta, kimileri çağın şahitliğini reddederek gerilemekte, kimileri de atomun füzyon çökmesi gibi çökmekte. Detaylara takılıp aklı dumura uğratmadan kâinatın üzerinden bütüne bak.
Zamanın ruhuna yenik düşenlerin kendisini avutmasıdır çıkmaz sokakların kendi dünyasında başlaması. Güneşin soğuyan kısmı gibi yavaş yavaş kaybolan hisler gerçeklerin üstü kapatılabilir, oysaki karanlığın bağrını delip geçen hakikatin üstü kapatılamaz. Düşüncen inancınla sen bulunduğun coğrafyanın çocuğusun. Yani “Coğrafya kaderdir.” Ve sen kaderinle beraber bir çağ açıp bir çağ kapatacaksın.
Göz kamaştıran, gönül çalan 21.yüzyılın rengârenk kuşağı üzerinde ne çok hayatlar var. Hayatların gelmesini gitmesini ayırt edemezsin, bir görünürler var ile yok arası, fakat etkilenir kalırsın bir ömür boyu. Bu çağ patavatsızlığın üzerine kurulmuş, savurganlığın ihtişamında yürekler savurur, iç yangını sönmüş yürekler. Ve bu çağ yiğitlerin tertemiz yüreklere dökülmediği azmin kuru bir dal gibi kırıldığı bir çağ. Fikir farkındalığı akıl dışı varlıkların muhatabı sanki bu çağ. Dostluk, arkadaşlık ne kadar da patavatsız kelimeler üretiyor
İnsan, serüvenin üç yüz senaryodan meydana geldiğini ifade eden, William Shakespeare’i, özgün sanılan tekliflerin arkasına saklanmış godotu bekleyen asıl eserleri gösteren Cemil Meriç’i okuyarak kısa olan hayatı uzatabilirsin. Uzattığın bu yolculuğa benzer karanlık olan yolculuk okuyarak önünü gösteren adeta bir fener gibidir ve hissedersin o zaman soğuyan güneşi değil ışıyan ve ısıtan güneşi görebilirsin. Okudukça kelimeler, kelimeleri bulur ve kelimeleri aydınlatarak kendi farlarını açar; kararan metinleri aydınlanır ve ufkunu görmeye başlarsın. Kapalı kitapları açarak içine güneşin ışınları sızabilsin. Kelimeler, kavramlar parlasın ışıl ışıl karanlığa gömülmeden hayat serüvenini tamamlarsın.
Günümüz çağında birden çok çağ yaşamaktayız. Yaşamaya yaşadığımız çağda kendimizle yüzleşmekten korkmamalıyız. Korktukça hakikati görememekteyiz ve sürgit irdelemekten geri durmuyoruz. “Herkes yanlış, bir ben doğruyum.” inancı, düşüncesi ve tavrı ne kadar ironidir. Yaşam kişinin kendisiyle başlar ve biter bu süreç ve serüveninde kişi her şeyi yaşar, görür. Manası ve anlamını derinliklerden iğne misali kuyuyu kazarak görür, fark eder ve misyonunu tamamlar. Yapılan yanlışlara kılıf uydurmak uzun yıllar almaktadır. Yanlışa yanlış yatırımlar yaparak doğruyu bulmak, soyuttan somuta geçmeyecek bir rüya fragmanıdır.
Kişi geleceğe dair hayaller kurar, yatırımlar yapar. Oysaki ben geçmişe dair heybemde neler varmış onlara bakmak, o günkü yaşadıklarımı bugünkü aklımla tartmak, ölçmek ve değerlendirmek isterdim. Kişi dünü bilmeden bugüne ve yarına çıkamaz, çıktığını zannettiğinde ise hafif bir sarsıntıda gazete yaprakları gibi uçuşur.
Çağın insanı büyük alış veriş merkezlerinde, camekânlar önünde aklını sonun başlangıcına köle etmektedir. “Köle pazarında satılan insanları değil inançları gördüm.” Çağın insanı, aklı kiraya vermeyen yolları okumanın sarp dağlarında aramalıdır. Aklı ile kalbi arasına hakikatin kaynağını koymalıdır.
Aklını mantıkla donanımlı hale getirebilirsin çünkü mantık doğruyu, yanlışı, yararlıyı, zararlıyı düşünürken yanılmama ilmidir. Aklın yansımasıdır lisan, yüz elli iki yüz kelimelik çarşı pazar sokak iletişim diliyle aklını geliştiremezsin. Binlerce kelime ve terimden oluşan geniş ve zengin edebi lisana vakıf olmalısın. Kişinin ne olduğunu kıymeti, rütbesi, derecesi ve aklından belli olur. Serveti parası, aklından fazla olan insan yanar. Yanan varlık anlık ihtiyaç giderir ve neticesinde kül olur, rüzgârla dans eder. Oysaki akılsız, bilgisiz, vicdansız, merhametsiz kimseler hizmet etmeye kalktıklarında işlerin içini boşaltıyor ve halka zarar veriyor, düzen bozuluyor, adalet dağılıyor; kişi ise benliğiyle dövüşüp duruyor. Vakit umudunu yitirmedikçe kişi aklından vazgeçmedikçe, kişi okumaya kendisine yoldaş ve rehber edindikçe bulunduğu çağda birden çok çağı anda yaşayabiliyorsa, hâlâ bir ihtimal vardır o gizem dolu rüya fragmanları gerçekleştirmeye.