Küçük öykülerin kocaman olduğu bir kitap şair ve yazar Mustafa Uçurum’un son öykü kitabı. Zamanın olaylarını saptayıp tarihe geçirmekle görevli bir vakanüvis gibi yazmış öykülerini. ” Ne doğru ” diyor insan okudukça.
Kitapta ilk okuyacağımız öykünün ismi ” Anahtar.” Bu öykü insanoğlundan beklenen en önemli şeylerden biri gibi. Tam vaktinde bulunmak. Nerede ve hangi şartta ama tam vaktinde…
Mustafa Uçurum’un küçük öyküleri göründüğünden daha derin daha güçlü manalarla yüklü. Bu yüzden bu öykü kitabı oldukça hoşuma gitti. Kimin yazdığını bilmeden alıp bu hikayeleri okusam “Mustafa Uçurum yazmıştır” derim. Genel olarak tüm yazılarında ve şiirlerinde iyi bir gözlemci olduğu belirgindir. Her şeyi izaha gerek görmeyip yorumu okuyucuya bırakan bu öyküler aslında çoğumuzun alışkın olduğu mücadeleleri anlatıyor. Mesela şimdiki zamana karşı sabırlı olmamız gerektiğini de. Bir felaket aslında ortak bir şeydir ve başımıza gelmeden de inanmakta güçlük çekeriz. Acele olarak düşüncelerimizi düzene sokmak isteriz. “Üç saniye” de düzelir mi her şey? Kim bilir…
Kitapta en sevdiğim öykülerden birini kısmen paylaşmak isterim:
Az kaldı denizin taşmasına.
Sular seller gibi gidiyoruz.
Hangi okyanus taşır bizi?
Bence Mustafa Uçurum için yazmak, soluk almak gibi doğal bir yaşam eylemi. Kendisinden sonra geleceklere kesinlikle bir şey öğretecektir.
Kitabı okurken kurşun kalemle not defterime notlar aldım. Yazı ile ne kadar çok ilgili olsam da ben de günümüzdeki kolaylıklardan birini, cep telefonundaki not defterini kullanarak daha az zahmetle daha hızlı not alıyorum. Kalemi yoğun olarak kullandığım zamanlar lise ve üniversite yıllarımda kaldı. Bazı kitapları okurken kurşun kalemle gerçek bir not defterine not almak isterim. Bu sefer de öyle yaptım. Fakat bir şeyin üzülerek farkına vardım. Artık yazım eskisi kadar güzel değil ve nedense hızlı yazmaya çalıştığım için yazı ritmini bile düzgün tutturamıyorum. Yarısı okunuyor yarısı okunmuyor yazdıklarımın. Devamlı klavye kullanmak güzel yazma becerimi kaybettirmiş. Her kalemle de farklı yazıyorum. Bazıları yazımı güzelleştirebiliyor da. Hemen aklıma geldi, bence bu durumdan da “koca dünyaya küçük öyküler” çıkar.
*
EZGİ ELÇİN OYNAK