
Efkârım, ki zannederim bir kuğu
rakkas ettiren şu boynumu kimi
kimi hasreden geçen günlerimi…
Dirimsiz, gri kentin boyunduruğu!
Yinedir ufunetle ‘der terennüm
bezginlerin içinde hayaletçe.
Alır kayıp iklimleri, gittikçe
durağanlaşırız. Yok mu bir dönüm?
Dalanmıyor hiçbir muştu teninde
bildiğin tüm güzellikler nostalji
yalnız muşta bebeklerin yüzünde.
Her şey anlaşılamaz bir telaşta
ve arasam yine yoksunluk, neden
öpüşmeler beni kargışlamakta?
*
Yusuf ÖZ
