*FİLİZ KALKIŞIM ÇOLAK
*
saçlarımda sarıyı
gözlerimde sevdiğimi arama anne
saçlarımın sarısını buğday başaklarında
gözlerimi… gözlerimi delikanlı çağımın
ebedi sevdasında bıraktım.
şah damarımdan fışkırırken arşa al kanım
gök kubbenin çehresinde tutuştu
yağmur çiseciklerine üşüşen gözyaşlarım
yandı kefen tanımayan masumiyetime
damlayan içi ayın
yakamozların kirpiklerinde pıhtılaştı
yerlere saçılan çocuk gülücüklerim.
al, anne sol göğsümden nişanımı bağrına bas!
dünden yetim düşlerimi anlat ona
her akşam yolunu beklediğim
gittiği seferden dönmeyen babamı anlat.
bir çift ayakkabıya günlerce nasıl çalıştığımı
uçurtma uçuramadığım kırları
sular seller basan evimizi
tütmeyen bacamızı katıksız aşımızı
en çok en çok da ninemim masallarını
Yemen Seferi’nden dönmeyen dedemi
Çanakkale Harbi’nde şehit düşen amcamı anlat …
omuzlarında gezdir anne!
uykularımın ay yıldızlı rüyasını
tan yelinde süzgün turkuaz kuşlarına sal.
sabah yıldızının nemi düşsün
açılmamış gül goncası dudaklarına
yanaklarında allanan güz vurgunu
nisanları çağır.
kan dolan gamzelerimin
hilâl sinen suskunluğuna kopsun denizler.
kara yelin beyaz duvağından estirsin
dağlara özgürlük
güvercinlerin safir uğultularından aksın
koynaklarıma karışsın Kevserler.
gün kızılı sancıların
esaret tanımaz doğumlarından boşalsın doruklar
değmesin anne değmesin
ebedi sevdamın kınalı parmaklarına namert eli!
git! Uşak makamında dağlanırken bakışları şafakların
lâl doğrayan dillerine haykır dilkeşhaveran minarelerin.
dökülürken parçalanan secdelerin bendinden
çiçeği burnunda sızısı yaşımın
deşilen plasentasından ebemkuşağının
ölü doğururken gelincikler
Gümüşdere’nin inleyen marşına
dalında solan hayallerin menevişlerini haykır!
şimdi benim kıyılarımda anne
toprağa sızan nefesimden kalkar
ağzı açık cemrelerimin cıvıltıları
küllenen çığlıklarından dirilir üniformamın
mavi kelebekleri anne!
Sen de ağıt yakıp oğlum öldü diye ağlama
ağlayıp da serçelerimin tüylenmemiş yavrularına
karıncaları çağırma.
ben Kandil’e inen nurlarda edalı
güneşin nabzını Yüksekova’da
avuçlarında sıkan asker
benim postallarımda titrer
inlerinde ,satılmış kahpelerin şerefsiz dölleri.
ben,Türk’ün ölümsüz neferi
ölüm saçarım anne!
ölüm hürriyetime göz diken soysuzlara
hücrelerimin boynundan asılan
künyemden şahlanır
kırarım bayrağıma uzanan pis eli.
sen yeter ki Bodrum escort ağlama anne!
dik tut eğilmesin yüreğime o güzel başın
giderken üzerime kopan ezanlarla gençliğimi
sessizce ört üzerime nazlı sevdiğimi
son defa aç kuzuna İzmit otele gelen escort kucağını
doyasıya çekeyim içime kekik kokulu sineni
ak alnından öpeyim.
ve unutma
kuşlar gece ölür mersin rus escort anne!