– NİLÜFER UÇAR
*
yaş alamadım yokluğun esrik zamanında
katıksız yıllarımın birikiminde bir güzergâh
mürekkebi ıslak sarı sıcak bir aşk nöbette
nöbette uçurum kenarında zamanın sıcak gülüşü
nöbette yarım kalan vefanın gözyaşları
taşımalı yaşam, ütopik yılların taş eşiğinde
yatıda çelik tasmalı ezinç yaşamın yazgısı
başıboş dolanan sessiz ömrün acı tortusu
yaz buğulu aklın sürgün anılarını devşirir
hiç zamanın cehennemi dümeni sancılı döner
dörtyol ağzına bırakılan yaşın ahraz künyesinde
temize çekilen ömür değildi ki geçmişini unutsun
salaş yılların tenhalığında sığınmacı suskunluk
örselenen ömrün dudak uçuğu
alçakgönüllülüğün muzip gülümsemesi yerleşke arar
şeytanın ıskaladığı ömür gediğinde
taşımalı yaşam, ütopik yılların taş eşiğinde
çıplak kayaya tutunan çiçekti o, yalınayak koşan
isyankâr çocuk aklın, saf yürekli nirvana’sı