– TURGAY ÇİTÇİ
*
göğsünden süzülen sütü
karışır anaç toprağa
kekik kokusu yayılır
dağlara ovalara akarsulara
yaban gülünün özüne karışır
anamın bağrı yanar bir dağ yamacında
kaybolan güneşin ardında
yüzünde yoksul coğrafyanın
acı tebessümü
gamzelerinde asırlık tarihin sessizliği
susuz yazdan kalan aşktır yüreği
ağıt yakısıdır öpülesi elleri
yorgun bedeninde açar
sevgi çiçekleri
göller biriktirir gözlerinde
nilüferlerle örter
düşlerini saklar türkülerin özüne
kan sızan yüreğini öper uzun ayrılıklarda
uykusuzluğun gölgesinde
büyütür hasretini de
anlatmaz yüreğinde yanan koru
çaresiz demler yüreğindeki yalnızlığı
bir de yoksulluğun suskunluğu var ya
yeşertir zamanın koynunda çaresiz
yollar uzun dağlar sarptır rüzgar keskinliğiyle
yırtar geceyi
ayın tenhalığı bir başka vurur yüzlerdeki gerginliği
soluk bir geceyi indirir ölümün kapısına
tüm kapılar barışa açılır anaların yüreğinde
anam doğurdu barışı
bir güvercin ölüsünden