– YAKUP GÜMÜŞ
*
O kadar heybetli duruşun var ki
Sen misin âlemin kralı dağlar?
Mâh yüzlü ceylana kanın kaynar ki
Beslersin koynunda maralı dağlar.
*
Gövden çelik kalıp harcından mıdır?
Mizacın pek de sert, burcundan mıdır?
Başın da dumanlı kırcından mıdır?
Söyle de bilelim, sıralı dağlar.
*
Kaç zalım, kaç gaddar, kaç tiran gördün?
Bilmem kaç mazluma kol kanat gerdin?
Kütlenden büyük mü kederin derdin?
Bağrın delik deşik, yaralı dağlar
*
Dik başında tüy buluttan saçın var,
Mavi gökle hemhal olan ucun var,
Dertli Ferhat göçtü gitti, acın var;
Ecelin değişmez kuralı dağlar.
*
Bazen beyaz örtü örtünür tenin,
Yeşile kıyana sonsuzdur kinin,
Köpükten gövdeli yavrun kim senin?
Ne büyük nimetsin, dereli dağlar.
*
Sönerken zirvende günün şulesi,
Ay doğar bağrında gecenin süsü,
Bir doğal musiki bir bülbül sesi;
Çınlar kulağında, çıralı dağlar.
*
Köklerin şu arzı dengede tutar,
Özünde muteber cevherler yatar.
Hele o yaylalar, cana can katar;
Burda meler koyun, meralı dağlar.