– FİLİZ KALKIŞIM ÇOLAK
*
beni terk edip gittiğin o gün
kalbim tek ayak ustura
sırtlarında haykırdı ardından
gitme terk etme
solgun mavilere bırakma umutlarımı
yıkıldı infazı üzerime gurubun
sende kalan tutulmalarımın atan pıhtısına
serçe yavrularının gözlerine
karıncalar doluştu
göğün çatısının yere saçılan saçağından
dudaklarımın titreyen suskunluğunda
bilendi jilet kanamaların kesintisiz kaybı
serildi tanyelinin yeşil göğsü
tabutumu sırtlayan gecenin omuzlarına
güvercinlerin kanatları battı
şafağın körelen gözlerine
can çıkmadan henüz ağızdan
karanlığın parmak izleri vurdu
gönül kuşlarımın ak boynunu
boğuldu gelincikler martıların ala bulanan
can çekişmelerinde
polen köpükleri patladı fütursuzca
maviliklerin derinleşen
kızıl çiseli kirpiklerine
rengini şaştı bulutlar
yağmur sesimi kustu
güllerin bükülen duruşuna
dizildi bir bir mezar taşları
gitmelerinin beni diri diri gömen selalarına
ah sevgili idam sehpasının
ayaklarımın altından
kayan çırpınma acılarına
terk edip giderken benden beni
utandı renginden günahlar
intiharın gölgesi üşüştü kızıl boşluklarıma