– DAVUT MORTAŞ
*
kelepçeye vurulmuş
mahpushane misali sinem
pencereden sızan güneş parçası
donuk bedenime
titreyen ellerime / ne çare
kulakları sağır bir gardiyan
ne feryadım duyulur ne çığlığım
üzerime yürüyen duvarlara
ne çare
göğsümde hüzün yağmurları
ıslak nem tutan kirpiklerim
üzerime yağan sağanak yağmura
ne çare
ben biçare mahdum divane
Hüda’ya bıraktım hâlimi tayinimi
kabristanın kapıları açık
bekler beni
yaşımın genç olması
ne çare