GEL

 – ERGÜN BİLGİ

*

bakışlarını dünyanın saçaklarına as da gel sevdiğim

güzelliğini tenden, bedenden sıyır da gel

boyayalım ufukları gözlerinin elasına

kına yakalım gurubun kızıl saçlarına

tan vaktinde doğalım yeniden

aydınlansın karşı dağlar sevdamızın aşkıyla

gel sevdiğim

avuçlarımda yüreği atan bir serçenin sevecenliğiyle

bir kumrunun yaktığı hasret türküleriyle

en lirik bestelerde yanalım

ah benim hint kınalım

sol yanıma düşen gölgem

sürmeli serçem

bir gülücük sal yıldız yıldız göklerime

bir gülücük sevdiğim

gel

gel ki

bir ceylan süzülsün göz aklarında

yıkansın bir ardıç kuşu göz kapaklarında

bir konçerto kuralım ötleğenlerden

ötelerden

ölümsüz besteler çalalım

hak yoluna düşen sevdamıza

neva makamında nefesler yakalım

ahsavur şiirlerime kuzguni saçlarını sevdiğim

demlensinşiirlerim çay karasında

bırak

gözlerin

gamzelerin

kalsın boz bulanık nehirler ötesinde

gün ışığında yıkanmış ruhunla gel

gelincik yanaklarından bir allık

papatya kanatlarından bir beyazlık sürün de gel

çal sevdiğim

çal şafaklar kızıla boyanmadan

çifte kavruk sevdandan bir parça

çal yarama

soluğundan bir soluk, ilik donduran ayazıma

tir tir titrerken mısralarım

buz tutarken gelgeç duygularım

üşüten iklimlere kalem kıralım gel

kuralım bu alemlerden öte bir alem

kâh mavi göklerin boşluğunda

kâh lahuti makamların loşluğunda

bir cennet kuralım sevdiğim

bir cennet!

saralım ruhumuzu

ölürken ipekten, atlastan bohçalara

çeyiz gibi ölümsüzlüğe işlediğimiz sevdamız kollarımızda

gel sevdiğim

son kez sarılıp ah kendi bedenimize

son bir veda sevdiğim

son bir veda

gel düşelim yollara yıldız yağmurları altında

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram