– SERDAR YILDIRIM
*
yaşatan ve öldüren Allah’ın adıyla
yaşamak ve ölmek üzerine
manayı zıddında bulan iki kelime
bu kadar yakınken birbirine
garp ve fark siliniyor kitaptan
çevrildikçe sayfalar
yeniden ölçülmeli bütün mesafeler
başından en başından
dökülen ilk gözyaşından
ilk imza ilk senet ilk nefes
raksı vasl ederken kan ve tuz
gibi nişanesi yalnızlığın
kordonu kesen makas
bir yıllık emekle emekleyen bebek
kırk yıllık hürriyet gibi bir adım yürümek
arzuhal için dile gelince sözler
çıkıyor yola gümüş kervanları
altından ırmak gibi varmak
sual çağında yontma cevaplar
atadan ezberler karşılar
kuş tüyü düşünceleri
boğulmakla korkutulur
çeşme başında su isteyen
çocukça deyip geçer
hiç çocukça bilmeyen
yükselir kanatlar göğe
uçurtmak için ipsiz uçurtmaları
koşumsuz koşar bozkırda
bir küheylan, haşarı
sonu yok gibi uzayan yollarda
gün doğarken güneşe doğru
durup düşündürür
mevsimsiz yağan karlar
tam ortasında bir ömrün
dillenir geçmiş baharlar
hayıf ve hüzün arasında bir yerde
bir soru; koca bir ömür nerde
akşam olmaya yakın
karşılanmayı bekliyor gece
yalnızlığa şahit bir mum yakın
eğilip göğe, yıldızlara
ay ışığına pencereden bakın
ne kalmışsa hatırda geçmişten
evvel zaman masalları gibi anlatın
bulut kadar düş yağmur kadar gerçek
yaşıyoruz madem ölüm de yakın