YARPUZ- 6
Gayri resmi bilgilere göre günümüzde dört bine yakın şairden bahsediliyor. Bu sayı hiç azımsanacak bir sayı değil. Ne var ki kendinden sonra gelecek şairleri etkisi altına alabilecek şair sayısının az oluşu “Acaba şiirimiz duraklama dönemine mi girdi?” sorusunu akıllara getiriyor. Bizlerin böyle düşünmesine sebep ise nitelikli şiirlerin azlığı.
Roman ve hikâye, modern – postmodern anlayışla ve uygulanan farklı anlatım teknikleri sayesinde kendini kurtarmış durumda. Üstelik fazlasıyla nitelikli eserler de ortaya çıkıyor. Ancak şiirimiz için bunu söylemek pek mümkün değil. Bütün şairler sanki birbirlerini tekrar edip duruyor izlenimi veriyor. Güçlü bir ses, soluk, iz gerekiyor şiirimiz için. Her ne kadar şiirimizde böyle bir tablo olsa da şiirimizin şaha kalkışının çok yakın bir zamanda gerçekleşeceğine inanıyoruz. Özveri ile dil ve kültüre hizmet eden dört bine yakın şair elbette şiirimizde ciddi bir ivme oluşturacaktır.
* * *
Altıncı sayıya Yunus Emre’nin şiirini tahmis eden Tayyib Atmaca’ ile başladık. “Tutup sinesin sinene sine bilip sardın ise” dizesiyle “s”leri dans ettiriyordu Yunus. Nihat Malkoç’un İstanbul için yazdığı güzellemesiyle sonlandırdık bu sayıyı. Mehmet Binboğa, şiirde telmih sanatını değerlendirdi. Ahmet Süreyya Durna’nın farklı birimsel örgüsü ile oluşturduğu şiiri ile Ramazan Demirtaş’ın biçim arayan şiiri dikkat çekici. Yasin Mortaş’ın mistik, minimal öyküsü ruh dünyamızı havalandırır nitelikte. İlker Gülbahar ve Mehmet Gören, “İnsanlık Uğruna” ve “ Telli Senem” romanları üzerine söyleşti. Sadık Arslan, Mahzunî Şerif’in ilk saz hocası Haydar Kaya’yı (Aladeli) öyküleştirdi. Şiirleriyle Mehmet Gözükara, Ali Erdinç, Hayrettin Önder, Meral Toksoy, Orhan Oyanık, Cansu Ergener; öyküleriyle İsmail Okutan, Bekir Yıldırım, Yarpuz kokusunu ilk kez aldılar.
* * *
Yeni sayılarda buluşmak ümidiyle…
Yarpuz Edebiyat Dergisi