*Bülent ARKAN
*
Karakışın en çetin çetrefilli gününde,
Üç beş odun kalmıştı ocağının önünde,
Kadıncağız diz çöktü ocağın en dibinde.
Karnı burnunda gebe yükte ise ağırdı,
Vadideki derede bey odun arıyordu.
*
Fırtınanın şarkısı yükseldi avaz avaz,
Kristal ağaçları süsledi kuru ayaz.
Avazla raksa daldı yerden savrulan tane,
Kapı altından girdi soğuk denilen nane,
Ateşi üşütmüştü igloya döndü hane.
*
Nefesi kokan kurtlar ulu orta seslendi,
Korkuya düşen kadın çokça endişelendi.
Analık işgüdüsü çökmüştü yüreğine,
Bebek tekmeleriyle girmişti süreğine.
Tekmenin şiddetiyle sarsılmıştı aniden,
Her tekme yiyişinde irkilmişti yeniden.
*
Bebeğinin babası evine dönmemişti,
Endişeliydi ama umudu sönmemişti.
Yeniden yakmak için buz tutan alevleri,
Uzanarak kavradı titreyen idareyi.
*
Yeni tekmeler yedi sabırsız bebeğinden,
Duvardaki kazanı indirdi çivisinden,
Kar doldurdu kazana eğilip pencereden.
*
Omuzda odunuyla yola düşmüştü adam,
Göz gözü görmüyordu şiddetli fırtınadan.
Umudu yitirmeden sığındı mağaraya,
Buz tutan elleriyle yalvardı Yaradan’a.
*
Son iki odununu yakmıştı körpe ana,
Alev ulaşmıyordu karla dolu kazana.
Sancılar sıklaşmıştı ısınmamıştı suyu,
Dayanılmaz acıyla feryadla doğdu soyu.
*
Makası köze tutup kesmişti göbeğini,
Yarı ılımış karla yıkadı bebeğini.
Ağladı kış bebeği sızladı yalnız kadın,
Yorgunluktan sızdılar vakit sabaha yakın.
Kapının mandalına basıldı gün doğumu,
Koca teşrif etmişti kucağında odunu;
Kadın kanatlarıyla sarmıştı çocuğunu.
*
Çoktan unutulmuştu hane içi yorgunluk,
Mutluluğa dönüştü anadaki kırgınlık.
Odunlar kucağında sarmaş dolaş kaldılar,
Ana baba aşkıyla yavruyu kokladılar.
*
Kadın sitemli sözle seslendi kocasına,
Yalnız bıraktın dedi bu ıssız barakada
Tebessüm etti baba el sürdü yanağına.
Sevecence seslendi sevgili karısına.
Sen yalnız değildin ki Allah vardı yanında,
Sen en emin eldeydin Yaradan kucağında…
*