
ne zaman yaslansam geçmişe doğru
çöker derinime mahzun bir bulut.
ipe dizilmiş rengarenk boncuklar gibi
hatıralar kımıl kımıl canlanır
genzimde o mevsimlerin kokusu
de haydi hatırlama, gel de unut.
kimi acı, kimi tatlı, kimi buruk
gelirler bir bir
kendilerine has esrimelerle.
her birinin kendine has yüz ifadeleri
kendine has mimikleri
oturur bedenime istemsiz ama canlı.
beynim uçmuş, öncesine yılların
ama yüreğim o anda bile heyecanlı
bir renk, bir ezgi, bir manzara
çağırır, davet eder ansızın
ve ışık hızıyla gelir anılar
yerleşirler yeniden sırça saraylarına
yaşanılan yıllardan şimdilere
sesler, renkler, hazlar taşırlar.
ya da ateş taşırlar yangınlarına.
*
LÜTFİ BİLİR
