– FAİK KUMRU
*
İnci mercan misali derinlerden beslenir
Açık tut kulağını ötelerden seslenir
*
Diz çöküp huzurunda hüngür hüngür ağlasam
El pence divan durup gönül yası bağlasam
Uzak bir diyardasın nasıl selam yollasam
Hasretini dindirmek yerden göğe imkansız
*
Gönül yaşım büyüktür elli yıllık yaşımdan
Elin şifa kaynağı uzak etme başımdam
Fısıltın takip etmiş bunca sene peşimden
Kulağım düş yolunda rüyamdasın apansız
*
Seneler nasıl geçmiş anlamak öyle zor ki
Dokuz sene devrilmiş saat misali sanki
Yürüdüğün yollarda hayalin gezer belki
Bir çıt sesi işitsem yüreğim yapayalnız
*
Işıktın önümüze rehberdin yolumuza
Bir iş tutamaz iken el idin elimize
Dilimiz dönmez iken söz idin dilimize
Evimize direktin yanımızda muhafız
*
Dilime şeker şerbet soframıza tuz idin
Zayıf bedenimize güçlü bir omuz idin
Bütün sarp yokuşlarda önde kılavuz idin
Kararan içimize nurunu saçan yıldız
*
Öyle hüzünlüyüm ki her ifadem yetersiz
Sözlerim eksik kalır cümle meramım aciz
Sebepsizce gözyaşım dökülürken sepsessiz
Yüreğim kuytu bir yer bütün mekanlar ıssız
*
Zamanla büyür insan ana baba olunca
Gittiğini anlarsın gölgesi eksilince
Koca kapın kırılır bir başına kalınca
Yalpalanır ayağın yere düşersin cansız
*
Hem yetim hem de öksüz gurbet elde garibim
Öğüdü kulağımda hazineye sahibim
Gam yükünde enkazım zelzelede harabım
Hatıralar art arda süzülüyor zamansız
*
Şefkatin şahikası her belaya şemsiye
Allah’ın bir ihsanı her çocuğa hediye
Her cümleye baş tacı her şiire kafiye
Anne kanatsız melek pervaz edişi farksız
*
Etrafında dönülen ismi cismi mübarek
Her haneyi ayakta tutan manevi direk
Ferşten ta arşa bir anne merdiveni gerek
Zemini var tabansız seması var tavansız