“Yiyip içtiğin senin olsun, bize gördüğün anlat…” demiş büyükler. Biz her şeyi tükettiğimiz gibi bu güzel düşünce ve davranışları da tükettik ne yazık ki…
DENEME
GÖNÜL HÛN OLDU ŞEVKİNDEN (DAHÎLEK YÂ RESÛLÂLLAH)
“Cihanda itibarımız varsa “O’ndandır !” Yüzyıllardır şiir üzerine çok şey söylendi yazıldı, şüphesiz hepsi de doğrudur. Bize göre de şiir, az sözle çok
DERİN SUSMALARIN İZİ
Yağmur kokusunu tatmamış tenleriyle Mümbit bir hayatı sorguluyor yüreği çorak insanlar… Yaz yağmurları eşliğinde dağılıyor şehrin ışıkları. Bir akşam alacasında birden susuyor seni
KAR/DELEN
Bebek ağlamayı öğreniyor yalnızca. Çocuk, ip atlıyor evinde. Genç, sonsuzluk uykusunda, urganla bağlıyor hayallerini. Kardelen ölüyor. Rüzgar savuruyor kardeleni. Karlı dağlarda taç yaprakları uçuşuyor.
“Unutma emi”
“Unutma emi” dedi verirken kitabı… İçine saklayamadığı çiçeği eliyle tutarken utangaç edayla… “Büyüyünce..Hani sen okuyup uzaklara gitcen yaa işte o zaman eline alıp bu
BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ!
Furkan Dilekci – Bu dünya kimseye kalmaz, bilesin; Er geç kuyusunu kazar herkesin. Tut ki Nuh kadar yaşadın zor bela Sonunda yok olacak değil
ŞADIRVAN HİKÂYESİNİN BAŞKİŞİLERİ
– İLKER GÜLBAHAR * Hayır, onunki ihmal değildi. Öyküyü yazmak için en uygun zamanı bekliyordu. Çünkü prematüre bir öyküyü kuvöze alıp yaşatmaya çalışmak gereğinden
YAŞ OTUZ BEŞ YOLUN SONU
– EBUBEKİR KAYA * Cahit Sıtkı’nın Otuz Beş Yaş şiiri herkesin malumu olan, duyanların ekseriyasının şiirin başlığından öte şiirden bir dörtlük ezbere bilmediği, kanıtlanmamış
İYİ BİR ŞEY
– İLKER GÜLBAHAR * Bir ses. Çikolata jelatininin avuçta buruşturulurken çıkardığı gibi bir ses. Tezgâhtarın yeni bir gömleği raflara yerleştirirken poşetinden gelen hışıltı gibi
BÜYÜK BEYAZ
– MUSTAFA BİLGÜCÜ * Tamam, önce şuradan başlayayım. Evet ya, nereden başlayacağımı bile bilmiyorum. Sağıma ve soluma baktığımda, üstten ve alttan beni kuşatan, adlandırılmış,