çocuksu bağ ile dolandı saçlarına bakışlarım
gezgin perilere benzer çileyle kavgalarım
aklımdan hiç çıkmıyorsun
beş saat önce valla ben böyle değildim
hala görebilirken güneşi
yüreğim
kıymıklara battı
can damarımın kemikleri kırıldı…
ırmaklar bitmez dağ başlarındaki dumanlar da
yüce saatine eriştim duvardaki gölgelerimin
hançer neden icat edildi diye artık sormuyor hiç sırtım
acının rengi varsa keyfi de vardır
o öğle radyolarında çalınan en hüzünlü şarkıyım ben
insanlar yalnız kalır, kötüler vicdansız
hani birkaç tele vurunca
hüzünlenirdim ya
şimdi o nağmelerin
heybetli geçmişine gizlediğim damlalarımı arıyorum
ellerim yiğitti hâlâ öyle
vurduklarımı artık kağıtlara döküyorum
yüreğimden hangi harfi sökersem sökeyim ”o” ile başlıyor
sonra hayat meselesine dönüyor sabahlar
otobüs bekle
işe git
çalış çabala
eğil bükül
vadesini bekle çayın çorbanın
hangi paydos vursa akşam olmaz…
ciğerçarem benim
*
MUSTAFA KEMAL ERDOĞAN
Çok çok teşekkürler ederin sayın dergi yönetimine ve İlker Gülbahar Üstadıma