– MUSTAFA IŞIK
*
yâdına ağlar gecenin hesabı yok
gözümdeufuklar sır sen gidince
ölüme ve aşka ebkemdir dilim
bundan gözü yaşlıyım türkülere
kalbimde kıymeti kalmadı kalbinin
kesildi göğsümde göğün çeşmesi
saçların yetişmedi rapunzel’e
koynumda çok nisana eksilttim
vaktinah’lı dizini çöktürdüm
gecenin ihtiyar hikayesine
delilik dedikleri böyle güzellik
gece beni uzağa götürür ifrit
adını çıkarır sebemelikesi’ne
çok uzak yollardan gelir bize
kabuk bağlamaz gönül yarası
yüzün güzellikten zerrece ateş
gök sığmadı gönlüme süveyla
ağacın niyazını küle verme
ay on bir kardeşle gecemize
dinleyeni olmayan mezar taşı
ne delidir gönlüm ne divane
bin şekline kanar gece şavkı
gecedir ki ihtiyar saatin tik takı
vaktin tenhasına serin asılı
ey yoruldum derken vadide
kara sular içen ayaklarım
kalpte ihtiyar saatin tik takı
gidelim geceye şuh gülüşünle.