NEHİR VE ZAMAN

saklı bir bahçeydim

güneşin değmediği gölgelerim vardı

 

akıp gidince sen ve zaman

bekliyordum

inleyen anılarımın başında

çok isterdim silinsinler sana çarpa çarpa

 

bıraksam hatırlayamadığım onca anıyı

aksam sivrilmiş köşelerinden

kıvrımlarına kıvrılıp uyusam

 

her zerrenle değersin gözlerime

yetişemem bakışlarına

kaybolur bir ben aynası sularında

ve kaç yüzüm akar gider de bulamam

 

bu ben miyim senden yansıyan

karanlık bir alev huzmesi çehrem

görüyor musun

yanarmış değdiğin yer tenimde

sudan da olsan

 

aldanmış aldanmışız çoğumuz

yeşillerle örülü sahte cennetine

arkana bakmadan vefasız bir insan gibi

gidendin sen

ve gölgeydin gerçeğini gizleyen

 

kaynağına ersem

döküldüğün yerde huzura

hangisi daha çok temizler gönül yaramızı

sonsuz musun nedir bize sattığın bu cakan

geride kalan bizler ölüme akıyoruz bilir misin

 

akarken siliniyor senden yansıyan yüzüm

geriye kaç yüzüm kaldı bilmen

tut ellerimden dönüyor başım

sallanıyor divane köprülerin

düştüm düşeceğim

bırak düşeyim

ölür müyüm

ver sırrını nasıl yetişirsin zamana

*

AYŞE ARSLAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram