– İLKER GÜLBAHAR
*
gönüllü
hüzün mahkumuyum
cezamı süreğen yazdılar zabıtlara
kimse bilmek istemiyor
niçin sızıyor düşümün lambalarından
karanlıkla ve koğuş taşlarıyla
konuşan ışık hüzmeleri
nerededir umut apoletim
kim saklamış ufkumun mavisini
paslı mazgallar niçin sırtımdadır
birazdan
ayak sesleri yankılanır koridorlardan
tak tak tak
asma kilitlerde anahtar şıngırtıları
kemerleri kelepçeli gardiyanlar
dirensem pencereme kurşun yağdırırlar
karşı koysam dipçikler sıralanır omzuma
ellerimi bağlarlar
kollarımı ve gözlerimi
alır götürürler sürüye sürüye
-dizlerim kan çizer kaldırım taşlarına-
küpeştesi mavi
kürekleri yosun tutmuş mayınlı bir filikaya
kimse bilmiyor
gönüllü bir mahkumum
belki duydunuz
sükût adlı bir şehir diyorlar
infaz mekânım
amansız yolculukta
aç ve susuz
yorgun ve uykulu
dingin ama tedirgin
kaç güneş batacak dalgaların üstünden
kaç sabaha uyanacağım belli değil
cezama razı gelsem
kalp giyotini nokta koyacak soluğuma
ellerinden kurtulsam vicdanım öldürür
dedim ya gönüllüyüm
mahkumum
cezamı süreğen yazdılar zabıtlara