HİKÂYELER ARASINDA / NECDET EKİCİ / GÖNÜL FENERİ

Necdet Ekici, hayatındaki rutin gidişatın değişkenliğini vererek başlar Gönül Feneri adlı hikâyesine. Aslında bu bir çeşit zamanın değişikliğinin de bir habercisi gibidir. Bir gece yarısı uykunun tutmaması, gece lambasının kör ışığının odayı aydınlatmaya yetmemesi, Torunu Altınay’ın kanaryasındaki huzursuzluk sanki çağımızın değişikliğindeki içsel bir huzursuzluğun gizleridir. Ardından başlayan şiddetli yer sarsıntısı ve beton duvarlar içine hapsolmuş insanın kendini sokaklara atması. Sarsıntının tüm detaylarını bir bir sıralar Ekici. Önce bir yük treninin homurtularla geçişine benzetir depremi, sonra bir ejderhaya. Eşini ve torunu Altınay’ı uyandırır ve apar topar çıkarlar dairelerinden. Hikâyenin düğümünü sağlayacak materyal ise arabalarının anahtarları olur. Çıkarken almayı unutmuşlardır. Merdivenleri karanlıkta alelacele inerlerken ölüm korkusunu bir köpeğin ezilmesiyle ve ayakları vücuduna yapışık bir kötürümle vermeye çalışır.

Necdet Ekici, okuyucuya mesajını ilk burada verir.  Yürüyebilecek durumdaki torunu Altınay’ı kucağından indirir ve yaşlı kötürümü kucağına alıp apartmandan dışarı çıkarır. Daha çok ihtiyaç duyana el uzatmak…

Küçük mahşerde eşi de kaybolur.

Torunuyla birlikte şiddetli rüzgâr ve yağmurun altında hem eşini hem de sığınacak bir yer ararlar. Ulu bir çınar ağacından başka sığınacak bir yer yoktur. Torunu Altınay’la beraber çınar ağacının altına gittiklerinde eşinin de orada olduğunu görürler. Hikâyenin bu noktasında insanın yağmurlu ve soğuk bir havada bir gece yarısı çaresizliğini en ince ayrıntılarına kadar verir.

Necdet Ekici, eşi ve torunu çaresizliğin girdabında dönerken bir araç yaklaşır. Komşusu Salih Bey’dir bu. Davetlere rağmen komşusuna gelmeyen, bayramlarda kapıyı çalmayan, yalnızca ve yalnızca mecburi asansör karşılaşmalarında “merhaba / merhaba” sı olan polis memuru Salih Bey.

Davetlere rağmen komşusuna gelmeyen, bayramlarda kapıyı çalmayan, yalnızca ve yalnızca mecburi asansör karşılaşmalarında “merhaba / merhaba”lı ilişkileri eleştirir, bunun yanlışlığı üzerinde yoğunlaşır. Olması gereken hikâyenin devamında gerçekleşir. Salih Bey, hikâye kahramanını ve ailesini arabalarına davet etmektedir. Daveti yaparken ona hitabı “ağabeyim”dir. Ağabeyim sözü Necdet Ekici’nin içsel bir yolculuğa çıkmasını sağlar. Kendi kendini sorgular başkahramanımız. Katı olanın kendisi olduğunu, alınganlıklarıyla başka insanlar arasında duvarlar ördüğünü düşünür.

Hikâyenin başkişisi Necdet Ekici ve polis memuru Salih Bey arabanın anahtarını ve Altınay’ın kanaryasını almak için apartmana tekrar girerler. Bu çıkarcı, pragmatist çağ insanımızın anlamakta zorluk çekeceği bir öz veridir. Komşusunun kârına olabilecek bir iş için kendi hayatını tehlikeye atmak şaşırtır yanlarındaki aksakallı ihtiyarı. Necdet Ekici yine içinin derinliklerindedir.

“İstemeden kulak misafiri oldum. Merakımı bağışlayın. Can pazarının yaşandığı, korkunun dağları sardığı şu ortamda sana bu fedakârlığı yapan kimdir? Yakın bir akrabanız olmalı?” der o ak sakallı ihtiyar.

“Komşum… Kapı komşum.” diye cevap verir Necdet Ekici. İhtiyarla aralarına bir sessizlik düşer.

İçinin derinliklerinde şu mesajı verir Necdet Ekici okuyucuya. “Doğru ya, insan öbür dünyada komşusundan sorulurmuş. Bütün mesele, yüreklerimizde o gönül fenerini yakabilmekte, o gül sancısını duyabilmekte…” der.

Necdet Ekici bu hikâyesiyle altı şubat Kahramanmaraş depremlerini bizzat yaşamış bir yazar olarak o anı realist bir tutumla vermeye çalışırken aslında kaybolmakta olan komşuluk ilişkilerimizi sorgulamamamızı; öz veriyi; insanı, hayvanı, bir canlıyı yaşatmanın önemini düşünmemizi istiyor. Maddeye, eşyaya, çağa, her şeye hükmetmeye çalışan, seküler algıya kapılmış çağımız insanının çaresizliğini, insan ömrünün incecik bir ipliğe bağlı olduğunu, alınganlıklarımızla insanlar arasında duvarlar ördüğümüzü, hissiyatımızın çöktüğünü söylemek istiyor. İnsanî değerleri ötelediğimizi, kendi kabuğumuza çekilip komşuluk ilişkilerimizin zayıfladığı mesajını vermek istiyor okuyucuya.

“İçimin derinliklerindeyim” derken bu içsel yolculuğu okuyucunun da yapmasını salık veriyor.

Doğrudan doğruya ilettiği “Doğru ya, insan öbür dünyada komşusundan sorulurmuş. Bütün mesele, yüreklerimizde o gönül fenerini yakabilmekte, o gül sancısını duyabilmekte…” sözü ile de okuyucunun gözleri önüne seriyor mesajı. Dayanağı ise toplumun değer yargılarının, yaşamının biçimlendiricisi din/inanç.

Hikâyenin duygu yükünü arttırmak için ise “Bir sessizlik düşüyor aramıza” ve “Ben içimin derinliklerindeyim.” tümcelerine yoğunlaştırıyor okuyucuyu.

Necdet Ekici, hayatındaki rutin gidişatın değişkenliğini vererek başlar Gönül Feneri adlı hikâyesine. Aslında bu bir çeşit zamanın değişikliğinin de bir habercisi gibidir. Bir gece yarısı uykunun tutmaması, gece lambasının kör ışığının odayı aydınlatmaya yetmemesi, Torunu Altınay’ın kanaryasındaki huzursuzluk sanki çağımızın değişikliğindeki içsel bir huzursuzluğun gizleridir. Ardından başlayan şiddetli yer sarsıntısı ve beton duvarlar içine hapsolmuş insanın kendini sokaklara atması. Sarsıntının tüm detaylarını bir bir sıralar Ekici. Önce bir yük treninin homurtularla geçişine benzetir depremi, sonra bir ejderhaya. Eşini ve torunu Altınay’ı uyandırır ve apar topar çıkarlar dairelerinden. Hikâyenin düğümünü sağlayacak materyal ise arabalarının anahtarları olur. Çıkarken almayı unutmuşlardır. Merdivenleri karanlıkta alelacele inerlerken ölüm korkusunu bir köpeğin ezilmesiyle ve ayakları vücuduna yapışık bir kötürümle vermeye çalışır.

Necdet Ekici, okuyucuya mesajını ilk burada verir.  Yürüyebilecek durumdaki torunu Altınay’ı kucağından indirir ve yaşlı kötürümü kucağına alıp apartmandan dışarı çıkarır. Daha çok ihtiyaç duyana el uzatmak…

Küçük mahşerde eşi de kaybolur.

Torunuyla birlikte şiddetli rüzgâr ve yağmurun altında hem eşini hem de sığınacak bir yer ararlar. Ulu bir çınar ağacından başka sığınacak bir yer yoktur. Torunu Altınay’la beraber çınar ağacının altına gittiklerinde eşinin de orada olduğunu görürler. Hikâyenin bu noktasında insanın yağmurlu ve soğuk bir havada bir gece yarısı çaresizliğini en ince ayrıntılarına kadar verir.

Necdet Ekici, eşi ve torunu çaresizliğin girdabında dönerken bir araç yaklaşır. Komşusu Salih Bey’dir bu. Davetlere rağmen komşusuna gelmeyen, bayramlarda kapıyı çalmayan, yalnızca ve yalnızca mecburi asansör karşılaşmalarında “merhaba / merhaba” sı olan polis memuru Salih Bey.

Davetlere rağmen komşusuna gelmeyen, bayramlarda kapıyı çalmayan, yalnızca ve yalnızca mecburi asansör karşılaşmalarında “merhaba / merhaba”lı ilişkileri eleştirir, bunun yanlışlığı üzerinde yoğunlaşır. Olması gereken hikâyenin devamında gerçekleşir. Salih Bey, hikâye kahramanını ve ailesini arabalarına davet etmektedir. Daveti yaparken ona hitabı “ağabeyim”dir. Ağabeyim sözü Necdet Ekici’nin içsel bir yolculuğa çıkmasını sağlar. Kendi kendini sorgular başkahramanımız. Katı olanın kendisi olduğunu, alınganlıklarıyla başka insanlar arasında duvarlar ördüğünü düşünür.

Hikâyenin başkişisi Necdet Ekici ve polis memuru Salih Bey arabanın anahtarını ve Altınay’ın kanaryasını almak için apartmana tekrar girerler. Bu çıkarcı, pragmatist çağ insanımızın anlamakta zorluk çekeceği bir öz veridir. Komşusunun kârına olabilecek bir iş için kendi hayatını tehlikeye atmak şaşırtır yanlarındaki aksakallı ihtiyarı. Necdet Ekici yine içinin derinliklerindedir.

“İstemeden kulak misafiri oldum. Merakımı bağışlayın. Can pazarının yaşandığı, korkunun dağları sardığı şu ortamda sana bu fedakârlığı yapan kimdir? Yakın bir akrabanız olmalı?” der o ak sakallı ihtiyar.

“Komşum… Kapı komşum.” diye cevap verir Necdet Ekici. İhtiyarla aralarına bir sessizlik düşer.

İçinin derinliklerinde şu mesajı verir Necdet Ekici okuyucuya. “Doğru ya, insan öbür dünyada komşusundan sorulurmuş. Bütün mesele, yüreklerimizde o gönül fenerini yakabilmekte, o gül sancısını duyabilmekte…” der.

Necdet Ekici bu hikâyesiyle altı şubat Kahramanmaraş depremlerini bizzat yaşamış bir yazar olarak o anı realist bir tutumla vermeye çalışırken aslında kaybolmakta olan komşuluk ilişkilerimizi sorgulamamamızı; öz veriyi; insanı, hayvanı, bir canlıyı yaşatmanın önemini düşünmemizi istiyor. Maddeye, eşyaya, çağa, her şeye hükmetmeye çalışan, seküler algıya kapılmış çağımız insanının çaresizliğini, insan ömrünün incecik bir ipliğe bağlı olduğunu, alınganlıklarımızla insanlar arasında duvarlar ördüğümüzü, hissiyatımızın çöktüğünü söylemek istiyor. İnsanî değerleri ötelediğimizi, kendi kabuğumuza çekilip komşuluk ilişkilerimizin zayıfladığı mesajını vermek istiyor okuyucuya.

“İçimin derinliklerindeyim” derken bu içsel yolculuğu okuyucunun da yapmasını salık veriyor.

Doğrudan doğruya ilettiği “Doğru ya, insan öbür dünyada komşusundan sorulurmuş. Bütün mesele, yüreklerimizde o gönül fenerini yakabilmekte, o gül sancısını duyabilmekte…” sözü ile de okuyucunun gözleri önüne seriyor mesajı. Dayanağı ise toplumun değer yargılarının, yaşamının biçimlendiricisi din/inanç.

Hikâyenin duygu yükünü arttırmak için ise “Bir sessizlik düşüyor aramıza” ve “Ben içimin derinliklerindeyim.” tümcelerine yoğunlaştırıyor okuyucuyu.

*

İLKER GÜLBAHAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

casibom girişholiganbetonwinonwin girişbonus veren siteler www.theirishpubfl.comgrandpashabetgrandpashabetgrandpashabetcratosroyalbetgrandpashabetbetwoonVeg Food Eatery holiganbet girişhacklinkonwinonwin girişJojobetescort konyagrandpashabetgrandpashabet girişdeneme bonusu veren sitelerSekabetbetofficemarsbahisnakitbahiszbahismariobetcasibom giriş güncelslot siteleriataşehir escortkralbetcasibom giriştipobetsekabetBostancı escortbetexperizmir escortonwinbahis siteleribets10Casibom Girişizmit escortextrabetextrabet girişsekabetsonbahisdeneme bonusu veren sitelerjojobetdeneme bonusu veren sitelerhiltonbet girisgrandpashabetcasibomHoliganbetbetparkbetturkeyholiganbet girişistanbul eskortjojobetgrandpashabetbetgaranticasibom girişcasibomholiganbet girişdizipal girişsahabetonwin girişsekabet girişgrandpashabet güncel girişbets10 girişholiganbetsmm panelgrandpashabet girişlimanbetcasibomjojobetultrabetbetturkey girişcasibompadişahbetjojobet girişSekabetPusulabetdeneme bonusu veren sitelersekabet girişGrandpashabetbets10onwin girişGrandbettingpusulabetholiganbet güncel girişmobilbahisartemisbet güncel girişzbahisbetturkeymadridbetmavibetholiganbet güncel girişbets10meritkingpusulabetvevobahisfixbetfixbetbetebetmatbetsahabetonwinmarsbahisholiganbetgrandpashabetmeritbetmeritkingotobetpusulabetpusulabetsavoybettingasyabahiskumar siteleriklasbahisbetexperbahsegelbetebetbetkanyondinamobetdumanbetbetexpersupertotobetkralbetkulisbetnakitbahistipobetmeritbetmobilbahisbetturkeyotobetmadridbetzbahisholiganbetasyabahisklasbahisjojobetvevobahismatbetholiganbetmatbet girişasyabahismatadorbetgrandpashabetholiganbetmarsbahisgoldenbahissavoybettingMatbetSahabetOnwinonwinsahabetsekabetmatbetMarsbahisgrandpashabetkralbetPusulabetHoliganbetCasibombetturkeypusulabetbetsatmaksibetbizbet
Pendik Escort Bayan Maltepe Escort Bayan Kartal Escort Bayan Kadıköy Escort Bayan Ataşehir Escort Bayan Ümraniye Escort Bayan Anadolu Yakası Escort Bayan Şişli Escort Bayan Mecidiyeköy Escort Bayan Taksim Escort Bayan Beşiktaş Escort Bayan Ataköy Escort Bayan Bakırköy Escort Bayan Bahçeşehir Escort Bayan Avcılar Escort Bayan Beylikdüzü Escort Bayan Şirinevler Escort Bayan İstanbul Escort Bayan Avrupa Yakası Escort Bayan
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram