– MEHMET OSMANOĞLU
*
iç ısıtan bakışla yüzünde soluklanan
bir huzur esintisi gezdirirdi yanında
çehresinde el emin sıfatından çizgiler
kara bulutlara yer yoktu asumanında
*
tebessüm gözlerinin sönmeyen ışığıydı
görülmezdi ardında gizlenen derin yara
bir ücra vakit idi yazgısında mühürlü
götürdü gülüşünü sonsuz uzaklıklara
*
günün kızıllığında ağlayan bir şafaktı
yitirdi manasını ne varsa düne dair
boşluğa düştü zaman, renkler siyaha aktı
ve yarın uzaklaştı ellerimizden bir bir
*
yükselen güneş ile sönüp gitti nefesi
dudağından çekildi hayatın uğultusu
son kareyi toplayan yorulmuş gözlerini
sarıverdi usulca sonsuzluğun uykusu
*
saatler demir aldı bir dönülmez sefere
yüreklerde kaynayan sanki alev denizi
visal kokusu sindi sırlı pencelere
tül gibi sarmaladı şimdi her birimizi
*
şu kıyısız yeryüzü bunalmış ruhlara dar
sinede paslı kurşun yetim iniltileri
içerdeki yangına kor taşıyor rûzigâr
küle dönüştürüyor dokunduğu her yeri
*
seğiren ellerimiz süzmede gökyüzünü
biliriz vuslatı var bu elemli firakın
yaşıyoruz bir ömrün baharsız son güzünü
uzak sanılan menzil bir nefes kadar yakın
*
mütevekkil iltica müşfik sığınağımız
tutunup ışığına gözlerimizde buğu
müjdeyle göz kırparken şimdi kayan bir yıldız
doldurduk göğsümüze ardındaki boşluğu
*
sıvazlıyor kalpleri Rahman ve Rahim olan
uçsuz çöl kumlarında inşirah serinliği
ne varsa ona ait, uhdemizde bulunan
yakın kılıp da bize ülfetini verdiği
*
devranını sürdürüp baş döndüren telaşla
saatler adım adım serviliğe akıyor
ufukta boy gösteren nevbaharsız bir kışla
hülyalar elimizi sessizce bırakıyor
Muhteşem.Tebrik ederim👏