Zekeriya Çakabey
*
kadınlar vardı
dert küpüne benzerdi duruşları
suskunluğu,
başkaldırısıydı içindeki düğümlerin
yüzlerindeki her çizgi
ezilmişliğin
ve bir işgalin bedeli.
şiirlerde imge idiler
saçları geceye
ve sarısına benzetilirdi samanın
yayla gerilen okların
gonca şeklinde dudakların
ateşiyle yandı şairler
izleri silinmedi izdüşümlerin
yıllanmış anıların zulalarında
yaşlanan yürekte yaşadılar
sancılı ve büyük bir acıydı
sessizce çekilen.
ve hikâyeye düştü kadınlar
çoban kavallarıyla dağlarda
gemilerle denizlerde
türkü oldular dillerde dolaşan
kıvrak halaylarıyla
erkekti etraflarında dönen
mendilleriyle deniz gibi köpüren
vururken dizlerini yere
yıldızlar kayıyordu gökyüzünden
içten içe dilekler dileniyordu.
mevsimlik aşklar doluydu sokaklar
sevgileri dillere düşmeyen
ne dağ deldiler,
ne kızgın kumdu ayakları
şiddetli gelse de gök gürlemesi
bir damla yaş düşmezdi toprağa.
gülün güzelliği, gülen gözlerdendi
kırmızılığı yanan yürekten
çiçekler hep saklıydı kitaplarda.
oysa kadınsız erkek
erkeksiz kadın sıradandı.
ve Adem
ve Havva
birlikte bir anlamdı.
08/03/2022