ATLAS AĞIDI

Atlas tepesi de şiirsiz kalmasın…

ATLAS AĞIDI

Bilinmez nice vakit gözlemekte şehrini

Sislenmiş gözleriyle dalmış atlas tepesi

Mazisini arayan içli yakarışıyla

Dualarını arşa salmış atlas tepesi

*

El etmekte yıllardır gelip geçen herkese

Ne bir farkeden olur ne de duyar bir kimse

Ne tür ağır yükleri nasıl yüklendi ise

Dövünüp saçlarını yolmuş atlas tepesi

*

Yediler uykusunu yatırmış da göğsüne

Zamanı bir şal gibi çekmiş çağın üstüne

Sarmalanıp tarihin kadife örtüsüne

Telaşlı sükutuyla kalmış atlas tepesi

*

Terennüm edip durmuş kırık bir neşideyi

Titrek dudaklarıyla aralamış perdeyi

Puslu devirlerinde kaybettiği neşeyi

Rakim’in yamacında bulmuş atlas tepesi

*

Kalbini gün batımı kızıl ufka yaslayan

Istırap ateşiyle sinesini dağlayan

Kime rast geldi ise eteğinde ağlayan

Şefkatle yanağını silmiş atlas tepesi

*

Terkisinde elemler hayalinde bir serap

Mavi kan damlatıyor üstüne doğan mehtap

Zamanın rüzgârıyla bağı bostanı harap

Açılmadan goncası solmuş atlas tepesi

*

Kirlenmiş gök yankısı saçlarına vurunca

Zehrini duman duman şehrine savurunca

Nice haldesin diye hatırını sorunca

Kanayan tebessümle gülmüş atlas tepesi

*

Ve sonra bir uğultu, avucunda toz toprak

Kilitlenmiş dudağı, uçsuz çöl gibi kurak

İnleyen kemanıyla usulca ağlayarak

Hicranın bestesini çalmış atlas tepesi

*

Sessiz bir gölge gibi yakınlaşıyor biri

Omuzunda ağır yük heybesinde kederi

Nefesi buram buram hasret kokan şairi

İncelmiş yüreğinden bilmiş atlas tepesi

***

MEHMET OSMANOĞLU

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram