Zaman zaman Kahramanmaraş ziyaretlerimizde Haber için yaptığımız ziyaretlerin yanı sıra Edebiyata gönül vermiş büyüklerimizi de ziyaret ediyoruz. Bu ziyaretler sırasında Şiirin ve Edebiyatın Başkenti Kahramanmaraş’ın kıymetli kalem ehli insanlarıyla da tanışma ve kaynaşma fırsatı buluyoruz.
İşte onlardan birisi. Emekli Öğretmen Zekeriya Çaka. Nam-ı diğer Çakabey Hoca.
O’nun yine kendisi gibi Eğitimci olan Afşinli kıymetli insan Abdulhakim Eren hocamızdan Sizin memleketiniz Şair,Yazar,Ozan konusunda çok zengin. Toprağındanmıdır acep. Gelirken bana bir avuç Afşin Toprağı getirin dediğini duymuştum. Geçtiğimiz günler de Aşık Mahzuni Şerin doğduğu Berçenek mahallesine yolum düşünce Hocamızın isteğini yerine getirmek için 2 avuç toprak aldık.
Önce ki gün DÜŞEYAZ Şiir Şöleni için Kahramanmaraştaydık. Hocamıza emanetini teslim ettik. Mutlu oldu.
Afşin’den Toprak isteyişini ondan da dinledik. Oda anlattı.
Ben Afşinli şair ve yazarlarımızla Yasin Mortaş kanalıyla tanıştım. Kitap gönderdim, mesajlar, beğeni ve telefonlar devam ediyor ama hiç yüz yüze gelmedik. Aradan 1.5 yıl geçti bir baktım telefon, arayan sanırım İlker Bey, “Hocam neredesin?” “Tekir’de ve bahçe suluyorum” dedim. “İşin varmış,” dedi. “Hayırdır?”
“Biz Tekir’deyiz de görüşürüz diyorduk,” dedi
Dedim ki,” Yahu İlker Bey, siz Tekir’de olacaksınız da benim işim olacak, mümkün değil,” dedim ve gittim.
İlk defa yüz yüze geldik. Haşim Kalender, İlker Gülbahar ve Mehmet Osmanoğlu. Hoş beş derken dedim ki, “Keşke geleceğinizden haberim olsaydı” dedim. “Hayırdır?” “Toprak isteyecektim.” “Niye?”
“Bize Afşin’i hep takyanoz diye tanıttılar. Ne zaman Abdülhakim Bey, ‘Hocam bu kitabı oku ve paylaş, dedi. Eğitimde Beş Ünlü Ozan’ı bir okudum ki Afşin deniz derya. Kimler gelmiş, kimler geçmiş. Ve de Elbistan. Türkiye’nin dördüncü büyük ovasının yalnız altı değil, üstü de şair, ozan, yazar ve güzel insanlarla dolu. Beş ünlü ozanla bitmemiş, katlanarak ve çoğalarak iz bırakan üstatların yolunda ozanlar, şairler, yazarlar bir çığ gibi gelmekteler. Bunları afişe eden, boy vermeleri için alan açan güzel insanlar olduğu sürece gelecekte Kitaplar sayfalarına sığmaz olacaklar.
Hakikaten de biz bu zenginliğin çok da farkında değiliz gibi geliyor bana.. Ne dersiniz?