kaç titreme aldı
kolonları binaların elinden
derinlerde kalan ahlar!
kim bilir kaç vazgeçmişlik saklar
uzun uzun inledi şehir
bir çift kumrunun âhı kaldı kanatsız
örümcek kendi ağına düştü
dağlar karını bıraktı yerin doruğuna
ırmağa uzanan dereler düğümlendi
topladı gökyüzü kuşların susuşlarını
lambanın ışıktan haberi yok
hüzün diz çöktü ağlayarak
yaslanacak duvarı yok
moloza sarıldı kundaklar
minareden düşen ezan sesini
havada tuttu ayazlar
tebessümler boğazda düğüm
heveslerin donu çözülmedi
kursaklardaki dağ ateşinde
ah! memleketimde iki renk
gök karanlığın kucağında
yer uçurum beyazı
o renkler ki anaların yürek acısından
alsın eline fırçayı
açılsın sevinç rengimizin kapağı
boyasın artık güneş
içimizi yüzümüzü çiçeklerimizi
*
AYŞEGÜL AKSU