Sana şiir yazmıştım o gün güleçti yüzün
Saçların dalgalıydı, tavrında binbir eda
Şimdi nedir göğsüne sarmalanan bu hüzün
Şu boğulmuş sesinde titreyen aksiseda
*
Ceyhan’a hayat veren senin parmaklarındı
Fışkırırdı içinden on iki gürbüz ırmak
Parlayan gözlerinin içine gülümseyip
Bir tutkuydu ismini Kaynarca’dan haykırmak
*
Ellerin, ellerin ve bir türküde dillerin
Gün gibi ışıldardı gece nağmelerinle
Ulu Cami’den sızar buğulu kandillerin
Başın göğe değerdi kutlu secdelerinle
*
Sen ki tarihin kadim, bir nümayiş beldesi
Kudretli devletlerin şevketli payitahtı
Sen ki umudumuzun kesilmeyen nefesi
Seninle değişmişti bu toprakların bahtı
*
Haylaz çocukluğumun silik fotoğrafları
Ve bir anne kokusu hafızamda mıh gibi
Kehribar vakitlerde taze hayaller kurup
Üşüyen ruhumuzda büyütürdük sevgini
*
Gizleniyor yağmurla yanağında inciler
Omzunda ağır yük mü yaşamanın bedeli
Sırdaşın gamla dolu telaşlı bir yalnızlık
Acı sinmiş çehrene sanki gittik gideli
*
Duruşun öyle yorgun ve mecalsiz çığlığın
Sesine ses vermiyor gezindiğim sokaklar
Avucumda biriken mütevekkil iltica
Her taraftan yükselen sessiz ölümler kadar
*
Haydi kaldır başını sen değilsin sebebi
Arınalım, niyaz et, eğriliklerimizden
Perde perde dağılsın kesif hüzünlerimiz
Ebruli bahçelerde buluşalım yeniden.
*
Mehmet OSMANOĞLU