MARAŞ ELİ 

*

Yıl iki bin yirmi üç şubatın altısında,

Saat sıfır dört on beş çöküyor Maraş eli.

Dillere düğüm çaldı yeri dinlen susun da

Damar damar kökümü söküyor Maraş eli.

*

Günde iki kez vurdu acılar kelep kelep.

Boynumuz kıldan ince böyle emretmiş Çalap.

Bel bağlamak acziyet, dünya bir dönme dolap

Gözlerinden acıyı döküyor Maraş eli.

*

Afşin’in dağların da karın da benzi soldu,

Göksun’da acı kokar, Elbistan ceset doldu.

Pazarcığım, Türkoğlu, Andırın derttaş oldu;

Acıyı nakış nakış dokuyor Maraş eli.

*

Al bayrağım yeniden renk tazeler, allanır.

Şehit kefen istemez, elbiseli yollanır.

Cıvıl cıvıl caddeler, çığlık çığlık sallanır.

Enkaz olmuş haline bakıyor Maraş eli.

*

Kıyamet kopuyordu gök karanlık yer araf,

Eşini görmez eşi altından kaçar sarraf.

Toz bulutu afakım çaresizlik her taraf,

Toprak toprak burnuma kokuyor Maraş eli.

*

Ecel görünmez imiş, gelir imiş bir anda.

Anladım ki boş imiş can yük imiş insanda.

Deli soğuk sineyi titretirken bir yanda,

Kor oldu yüreğimi yakıyor Maraş eli.

*

On il ve ilçeleri yerle yeksan hepisi,

Kalender kuruluyor dostlukların köprüsü,

Yılan gibi saartir yeryüzünün hapisi,

 Sarmıyor sakinini sokuyor Maraş eli.

*

HAŞİM KALENDER

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram